200 VİRÜS PEŞİMİZDE
Haber / Foça HaberAliağa / Dikili Haber / Bergama Haber / Karşıyaka Haber/ Menemen Haber / İzmir
Havaların tüm yurtta iyiden iyiye soğumasıyla birlikte, hekimlerin kapısındaki hasta sayısı, ciddi oranda artış gösterdi. Genellikle sonbahar ve kış mevsiminde ortaya çıkan 200’den fazla virüs, Üst Solunum Yolu Enfeksiyonuna, halk arasındaki tabiriyle “Grip ve Soğuk Algınlığı”na neden oluyor. Soğuk havadan korunmak için, iç ortamlarda, kalabalık bir şekilde bulunanlar, aslında hastalığa da davetiye çıkarıyor. Yapılan bir araştırmanın sonucuna göre; çocuklar 10 yaşına gelinceye kadar toplam 100 kez Üst Solunum Yolu Enfeksiyonu geçiriyor. 6-7 yaşlarından sonra ÜSYE’nin görülme sıklığı azalıyor. Yetişkinler ise yılda ortalama 1-3 kez soğuk algınlığının pençesine düşüyor.
VİRÜSLER “KALABALIK ORTAMI” SEVİYOR
Hem Dünya’da, hem de ülkemizde doktora gitme nedenlerinin başında gelen “Üst Solunum Yolu Enfeksiyonlarının” 200’den fazla virüsten kaynaklandığını söyleyen, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ercan Pınar, okul-iş yeri gibi kalabalık ortamlarda bulunulmasının, virüslerle karşılaşma olasılığını artırdığını söyledi. Düşük nem burun mukozasını kuruttuğu için, soğuk havalarda vücudumuz, enfeksiyona yol açan virüslere karşı, daha hassas hale geliyor.
ÇOCUKLARIN SIKINTISI “BOĞAZ”…
Virüslerin neden olduğu grip ve soğuk algınlığı, kendisini; burun akıntısı-dolgunluk hissi, ateş, öksürük yanında hapşırma, baş ağrısı, geniz akıntısı, boğazda yanma-ağrı, bazen gözlerde sulanma- çapaklanma, adele ağrıları, halsizlik ve iştahsızlık olarak gösteriyor. Bademcik iltihapları ise daha çok okul çağı çocuklarının yakasına yapışıyor. Ateş, boğaz ağrısı, yutma güçlüğüyle başlayan hastalığın nedeninin genellikle bakteriler olduğunu söyleyen Doç. Dr. Ercan Pınar, ses telleri iltihaplarında gece yarısı ve ya sabaha karşı nefes almada güçlük ve kuru-boğuk bir öksürük ile karşılaştıklarını ifade etti.
ANTİBİYOTİĞE SARILMAYIN!
Virüsler çok küçük mikroplar oldukları için, normal mikroskoplarla görülemiyorlar ve onları öldüren bir antibiyotik henüz bulunamadı. Bakteriler ise virüslerden daha büyük mikroplar, normal mikroskoplarla görülebiliyor ve antibiyotiklerle etkisiz hale getirilebiliyorlar.
Virüslerin neden olduğu soğuk algınlığında, sigara dumansız temiz bir ortamda dinlenme şart… Dengeli beslenme ve bol sıvı (ıhlamur, bitkisel çaylar, meyve suyu) alımının faydalı olacağını söyleyen Doç. Dr. Pınar, su buharlı ortamın hastayı rahatlatacağını aktardı. En iyi balgam yumuşatan doğal maddenin “su” olduğunu ifade eden Doç. Dr. Ercan Pınar; huzursuzluk, ağrı ve ateşi kesmek için, ağrı kesici-ateş düşürücü ilaçların alınabileceğini ekledi. Ancak sanıldığının aksine; antibiyotikler, hastalığın süresini kısaltmıyor. Soğuk algınlığında antibiyotiğe gerek olmadığını savunan Doç. Dr. Ercan Pınar; “antibiyotiklerin hastalığın süresini kısaltmadığını, sadece oluşabilecek daha karmaşık hastalıkların (orta kulak iltihabı, zatürre, bronşiolit) oluşumunu engelleyeceğini söyledi. Bakterilerin neden olduğu Üst Solunum Yolu Enfeksiyonlarında, özellikle de bademcik iltihaplanmalarında doktorun gerek görmesi halinde penisilin ve ya başka uygun bir antibiyotiğin kullanılabileceğini söyleyen Pınar, gereksiz ve kulaktan dolma bilgilerle kullanılacak ilaçların, faydadan çok, zarar getireceği konusunda hastaları uyardı. / EGE BASIN GRUBU
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.