• BIST 9298.29
  • Altın 2940.718
  • Dolar 34.4659
  • Euro 36.3751
  • İzmir 21 °C
  • Manisa 22 °C
  • Balıkesir 17 °C
  • Çanakkale 21 °C

Aday adayının parası deniz, yemeyen keriz

Aday adayının parası deniz, yemeyen keriz
Hasan Eser / Yeni Vizyon Gazetesi / Aliağa / Foça / Bergama / Kınık / Dikili / Menemen / İzmir

ADAY ADAYININ PARASI DENİZ, YEMEYEN KERİZ... 

Hasan Eser / Yeni Vizyon Gazetesi 

Son günlerde elini sallasan milletvekili aday adaylarına değiyor.

Memuriyette yükselme umuduyla, iktidara şirin gözükmek adına aday adayı olan bazı bürokratları...

‘Reklamın kötüsü olmaz’ mantığından yola çıkarak, ‘dostlar alışverişte görsün’ misali aday adayı olanları...

‘Ya çıkarsa’ varsayımıyla milli piyango bileti satın alanlar gibi; ‘Kazayla listeye girip, hasbelkader seçilebilir miyim acaba’ düşüncesiyle aday adaylığını ilan edenleri...

Birde; kendini bulunmaz Hint kumaşı gibi görüp, kontenjandan adaylık bekleyenlerin istemem yan cebime koy hesabı yürüttükleri seçim çalışmalarını absürt bir komedi filmi izler gibi seyrediyorum bugünlerde...

Mutlaka sizlerde şahit olmuşunuzdur.

Aday adayı olmakla kişisel fantezilerini gerçekleştirdiklerini düşündüğüm bu siyasetçiler; "Kendim için bir şey istiyorsam namerdim" , "Yapamazsam, çözemezsem sine-i millete dönerim" , "Ben içinizden biriyim" gibi 70'li yılların popülist söylemlerinden nutuklar atıyorlar. (Yürü be koçum kim tutar seni)

Boş bulunan hemen her yere asılan afişler deseniz şaka gibi... klişe sloganlar, para karşılığında televizyon ve gazetelerde boy göstermekler, sosyal medya hesabına takipçi satın almalar ve dünyayı kurtaran adam havasında poz vermeler. (aman sabahlar olmasın)


Aslında ne yalan söyleyeyim bir taraftan ülkemde ki siyaset dünyasının on yıllardır içinden kurtulamadığı bu trajikomik durumuna üzülürken, diğer bir taraftan da seçimden seçime hatırlanan vatandaşlarımız adına sevinmiyor değilim hani… 

Çünkü 'Seçim ekonomisi' denilen realite hükümetin her seçim öncesinde; maaşa zam, borçlara kolaylık yaptığı gibi bir olguyla sınırlı değil...

Kısacası 'seçim ekonomisi' gerçeği yerel ölçekte de son derece etkili… 

Ee boşuna dememişler; 'seçim ayı geçim ayıdır' diye... 

Gerçi halk nezdinde; sanki yerel seçimler daha bir bereketli geçiyor ama... (neyse o ayrı konu)

Evet, ülkemizde kısa bir süreliğine de olsa, 'seçim ekonomisi' güldürmeye yetiyor vatandaşın yüzünü...

Örneklemek gerekirse; bir kaç kurnazın gazına gelip aday adayı olan bazı siyasetçilerimiz kesenin ağzını sonuna kadar açıyor bugünlerde...
Toplantılarda, davetlerde ve ziyaretlerde kahvaltılar, yemekler, ikramlar gırla gidiyor. Gündüz çaylar kahveler, geceleri ise rakılar viskiler su gibi akıyor. 

"Kadehimizi geleceğin milletvekiline kaldıralım" diyerek, beleş alkolün dibine vuranlar fırsattan istifade ediyor.

Cömert siyasetçilerimizin bu ikramları helaldir vatandaşa, kaldı ki Ağa’nın eli tutulmaz nede olsa… 

Siz bakmayın normalde yakın arkadaşlarına bile çay ısmarlamaktan imtina gösteren ağaların pintiliğine… 

Onların içinde ki bonkörü ortaya çıkarmak için sadece aday adayı olmaları yetiyor.

Öte yandan; söz konusu aday adaylarımız kobilere de canlılık getiriyor. Lejyoner yerel medya kuruluşları, küçük reklam şirketleri ve danışmanlık hizmeti verenler başta olmak üzere; bar, restoran, kafe, kıraathane, lokanta gibi işletmelerde sebepleniyor seçim ekonomisinden... 

Bu yazdıklarımı; "Aday adayının parası deniz, yemeyen keriz" diye algılamayın lütfen...

Çünkü aday adaylığı vesilesiyle sosyal yardımlaşma derneklerine, vakıflarına bağışlarda bulunarak hayır işleyen namzetlerimizde var.

Ben her zaman söylüyorum: bizim ülkemizde her yıl seçim olsa hiç kimsenin tek bir sıkıntısı kalmaz! (özellikle yerel seçim)

Gerçekten bu seçim denilen mucize de büyük bir keramet var.

Düşünüyorumda; vatandaş sadece ekonomi yönünde değil, maneviyat noktasında da mutlu oluyor seçim öncelerinde...

Her ne kadar seçimden seçime hatırlanıyor olsalar da; ne güzel işte; insanların gönlü alınıp, hatırı soruluyor, sıkıntıları bire bir dinleniyor yine bugünlerde...

Neyse ne anlatıyorduk, nerelere geldik...

Toparlamak gerekirse; aday olmak her vatandaşımızın demokratik hakkıdır.

Yeterli bilgi, birikim ve donanıma sahip olmak kaydıyla; gerçekten kitleleri arkasından sürükleyebilecek, liderlik vasfı taşıyan vizyon sahibi kişilerin milletvekilliği gibi önemli ve ciddi bir göreve talip olmaları taktire şayandır.

Zira niteliklerini vatana, millete hizmet için kullanmak isteyen donanımlı insanların kendilerinden fedakârlık yaparak aday olma cesaretini göstermelerini kutlamak elzemdir.

Seçimlerde bir oy ‘un bile önemi büyük! Bu nedenle de; siyasi partilerin, aday listelerinde kitleleri peşinden sürükleyebilecek kilit isimlere yer vermesi, siyasetin cilvesi gereği kaçınılmazdır.
Yani milletvekili olacak şahsın; ya kişisel üstün nitelikleri, ya da arkasında kendisini destekleyen geniş seçmen kitlelerine sahip olması şarttır.

Ee bir de bu işin ekonomik boyutunu unutmamak lazım... Bu ülkede paranız yoksa, yani seçim ekonomisini katma değer sağlayacak mali güce sahip değilseniz, maalesef 'alleme-i cihan' olsanız, değil Milletvekili, muhtar bile olmanız zordur.

Bunun içinde Milletvekilliğine giden yolun olmazsa olmazı olan 3 D'den (donanım, destek ve dolar) biri eksik olduğunda seçilebilecek sıradan aday gösterilmeniz mucizedir. 

Bu arada yeri gelmişken; sadece dokunulmazlık uğruna yeniden aday olmak ve seçilmek için Partisine büyük para yardımı yapan bir siyasetçinin olduğunu işitiyoruz siyasi kulislerde...

Neyse bize ne siyasetçinin parasından. Siyasetçinin parası züğürdün çenesini yorar. Biz seçmenler olarak bakalım günümüzü gün etmeye, ne demişler; 3 günlük beylik beyliktir. 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Faks : 0533 557 8894