ALİAĞA’DA VATANDAŞIN KİRLİLİK FERYADI…
DEMİR ÇELİK FABRİKALARININ YARATTIĞI HAVA KİRLİLİĞİ VATANDAŞIN TEPKİSİNİ ÇEKİYOR. KURUMLARIN İLGİSİZLİĞİNE İSYAN EDEN VATANDAŞLAR: ALİAĞA’DA DEVLET YOK MU?
ALİAĞA AĞIR SANAYİ BÖLGESİ’NDE SON HAFTALARDA ARTAN KİRLİLİKLE GÖZ GÖZÜ GÖRMÜYOR. BOZKÖY, ÇAKMAKLI VE HOROZGEDİĞİ KÖYLERİ CİDDİ TEHDİT ALTINDA…KİRLİLİK VERİMLİ MENEMEN OVASI BAŞTA OLMAK ÜZERE KARŞIYAKA, İZMİR, KARABURUN VE ÇEŞME YARIMADASINI DA TEHDİT EDİYOR.
ALİAĞA, SON HAFTALARDA CEHENNEM GİBİ.. DEMİR ÇELİK VE HADDEHANELERİN YARATTIĞI TOZ VE KİRLİLİK ALİAĞA’DA HAYATI FELÇ EDİYOR. VATANDAŞLAR, FABRİKALARIN DENETLENMEDİĞİNDEN FİLTRELERİNİ ÇALIŞTIRMADIĞINI İDDİA EDERKEN, FABRİKA YETKİLİLERİ DE “YASAL KİRLETME SINIRLARINI AŞMIYORUZ” DİYOR
ALİAĞA HABER/ ALFATİVİ/ ŞENOL GÖK/ Gebze ile birlikte Türkiye’nin ağır sanayi yükünü çeken Aliağa’da yıllardır demir Çelik ve Haddehaneler, Rafineri ve Petro Kimya tesislerinden kaynaklanan hava kirliliği son 15 günde büyük bir artış gösterince bölge adeta toz bulutuyla kaplandı.
ULUSLAR ARASI KARAYOLU’NDA GÖZ GÖZÜ GÖRMÜYOR
Uluslararası İzmir- Çanakkale karayolunu kullananlar, Aliağa Ağır Sanayi bölgesinden geçerken gördükleri kirlilik karşısında gözlerine inanamıyor. Aliağa Ağır Sanayi Bölgesi’nde son haftalarda artan kirlilikle göz gözü görmüyor. Bozköy, Çakmaklı ve Horozgediği köyleri ciddi tehdit altında bulunuyor. Uzmanlara göre Kirlilik verimli menemen Ovası başta olmak üzere Karşıyaka, İzmir, Karaburun ve Çeşme yarımadasını da tehdit ediyor. Rüzgarın yönüne göre Aliağa ve verimli Bakırçay ovası da kirlilikten nasibini alıyor. Aliağa’da artan kanser vakaları durumun vehametini gösterirken kirliliğe seyirci kalan kurumlara tepkisini gösteren vatandaşlar “Aliağa’da Devlet nerede?” diyor.
FİLTRELERİNİ ÇALIŞTIRMAYAN FABRİKALAR MERCEK ALTINDA
Demir Çelik ve haddehanelerin yarattığı toz ve kirlilik Aliağa’da hayatı felç ederken, gözler kirliliğe sebep olduğu iddia edilen Demir Çelik İşletmelerinden SİDER ve HABAŞ’a çevrildi. Kirliliğin Özellikle mesai saatlerinin bitiminin ardından arttığını öne süren yöre sakinleri, fabrikaların enerji maliyetlerini düşünerek filtrelerini çalıştırmadığını, bozuk filtrelerin de zamanında yapılmadığını iddia ediyor. Bölgedeki tarım alanlarının kullanılamaz hale geldiğini belirten uzmanlar ise, kış mevsimi öncesi bir tehlikeye dikkat çekiyor; Yağmurların başlamasıyla birlikte havadaki tüm ağır metal ve partiküllerin bölgedeki yerleşim yerlerine ve verimli tarım topraklarına ineceğini öze süren uzmanlar, büyük bir felaket Aliağa’yı ve izmir’i bekliyor” şeklinde konuşuyor
TBMM ÇEVRE KOMİSYONU DAHİ DURDURAMADI
Aliağa’daki sanayi kaynaklı kirlilik son 1 ayda büyük boyutta artarken, bölgedeki kirletici sanayi kuruluşları, TBMM Çevre Komisyonu’nun ceza uyarılarını da dikkate almıyor. AK Parti İzmir Milletvekili, TBMM Çevre Komisyonu Üyesi Aydın Şengül, geçtiğimiz haftalarda yaptığı açıklamada Aliağa'da hava kirliliğinin ciddi boyutlara ulaştığını ifade ederek, bölgedeki fabrikaları uyarmış, "Doğayı tahrip edenler ciddi cezalarla karşı karşıya kalacaktır" diye konuşmuştu. TBMM çevre komisyonu geçtiğimiz aylarda Aliağa Sanayi bölgesi’nde incelemelerde de bulunmuştu. Ancak tüm uyarılara kulak tıkayan Başta SİDER ve HABAŞ gibi demir çelik, haddehane işletmeleri bölgedeki kirliliği daha da arttırdı. TBMM çevre Komisyonunun dahi bölgedeki işletmelere çekidüzen verememesi vatandaşın tepkilerini arttırıyor.
RESMİ KURUMLARDAN AÇIKLAMALAR
Vatandaşlar, Aliağa’da yaşamı felç eden kirlilik konusunda denetim yapılmadığından ve muhatap bulamamaktan şikayet ederken, farklı kurumlardan birbiriyle çelişen açıklamalar geliyor. 2004 yılında Büyükşehir Belediyesi kapsamına alınan ilçede, Aliağa Belediyesi denetim ve yaptırım yetkisi olmadığını belirtiyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi ise kirliliğin tespit edilerek ceza kesildiğini iddia ediyor. Kirliliğin boyutlarının her geçen gün arttığını söyleyen Vatandaşlar ise denetim yapıldığına inanmıyor. Bölge halkı, Büyükşehir’in çevre ölçüm cihazlarını da kirliliğin en az olduğu yerlerde konuşlandırdığını iddia ediyor.
MUHTARLARA BASKI UYGULANIYOR İDDİASI
Vatandaşlar, yaşanan çevre felaketi karşısında adı konmamış bir “baskı” uygulandığını da iddia ederek, “Köylerde ve Aliağa’da kanserden ölümler artıyor. Son 1 ayda burada değil çalışmak, nefes almak bile mümkün değil. Muhtarlara adı konmamış bir baskı uygulanıyor. Muhtarlar konuşamıyor. Aliağa’da devletin hiçbir kurumunu göremiyoruz. Aliağa’da devlet yok mu? Burada Türkiye Cumhuriyeti Kanunları geçerli değil mi?” diyerek tepkilerini dile getiriyor.
SÖZ, KİRLETEN KURULUŞLARDA…
Son haftalardaki hava kirliliği üzerine bölge halkının ve çevrecilerin şimşeklerini üzerine çeken SİDER şirketi yetkilileri vatandaştan “sabır ve anlayış” istedi. Son parti gelen hurdaların normalden daha kirli olduğunu söyleyen fabrika yetkilileri, “Son gelen hurdalar çok kirliydi. Halkımızdan 10-15 gün daha sabır ve anlayış bekliyoruz. Filtrelerimiz de düzelecek.” Derken kirlilikte sorumlu gösterilen diğer şirket HABAŞ yetkilileri ise “Biz kirletmiyoruz. Kirletme sınırlarını aşmıyoruz” diyor. ENKA, PETKİM, TÜPRAŞ gibi bölgenin diğer önde gelen kirletici kuruluşları ise Çevre Bakanlığının 24 saat kendilerini denetlediğini belirterek, yasal kirletme sınırlarını aşmadıklarını dile getiriyor.
BÖLGE HALKI, DEVLETİ GÖREVE DAVET ETTİ
Aliağa’yı Türkiye’nin en kirli ve toplu ölüm riski olan yerleşim alanına dönüştüren kirliliğe isyan eden vatandaşlar devleti göreve davet etti. Vatandaşlar, başta Kaymakamlık olmak üzere, Aliağa Belediyesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Valiliği ve İl Jandarma Alay Komutanlığını göreve davet ederek, “Herkes topu birbirine atıyor ama bizim çocuklarımız ölüyor. Biz Aliağa’da devleti görmek, kanunların işlediğini, insan hayatının korunduğunu görmek istiyoruz. Tutanak tutmaktan başka bir şey yapmıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti devleti bu kadar aciz mi? Aliağa, bizler gözden mi çıkarıldık? Bu nasıl bir ilgisizliktir. Toplu ölümlerin başlamaması için derhal bu fabrikalar kapatılmalı, eksiklikleri tamamlandıktan ve tam denetimler yapıldıktan sonra açılmalıdır” şeklinde konuşuyor.
KORKUNÇ İDDİA: HURDALARDA URANYUM VAR MI?
Öte yandan, adının açıklanmasını istemeyen bir uzman çarpıcı bir iddiayı gündeme getirdi. Aliağa’daki demir çelik ve haddehanelerde gelen hurdaların bir bölümünün Irak başta olmak üzere savaşların yaşandığı bölgelerden askeri malzemeleri içerdiğini belirterek, “Bu hurdalarda uranyum başta olmak üzere kimyasal atıklar ve nükleer atıklar olduğuna dair ciddi duyumlarımız var. Böyle bir risk dahi korkunç. Derhal bölgedeki Demir Çelikler sıkı bir denetim altına alınmalı. Ülke güvenliğini ve toplum sağlığını tehdit eden ciddi bir durumla karşı karşıyayız” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.