ALİAĞA DEMOKRASİ PLATFORMU KÜRESEL KRİZİ VE AKP"NİN EKONOMİ POLİTİKALRINI KINADI
İzmir"in Aliağa ilçesinde Eğitim-Sen, KESK, BES, Genel-İş, Petrol-İş, EMEP, ÖDP, CHP, den oluşan Aliağa demokrasi platformu bileşenleri bu gün demokrasi meydanında toplantı düzenledi Yaklaşık dört yüz kişini katıldığı ak parti hükümetinin uyguladı ekonomi politikaları eleştirildi.
Aliağa Demokrasi Meydanı"nda bugün saat 13:00"de toplanan platform üyeleri AKP"nin yanlış ekonomik politikaları sonucu ülkenin büyük bir krizin içine girdiği savundu. Aliağa Demokrasi Platformu adına, Eğitim-Sen Aliağa Baş Temsilcisi ve demokrasi platformu dönem sözcüsü Çetin Ekinci tarafından okunan basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi;
Türkiye yıllardır bir krizden çıkıp diğerine giriyor. İktidardaki siyasi partiler değişse de ekonominin kaderi bir türlü değişmiyor. Çünkü krizin temelinde kar hırsına ve sömürüye dayalı ekonomik politikalar yatıyor. ABD"den başlayıp tüm dünyaya yayılan küresel krizin temelinde de üretimin yerine rantı, kurumsallığın yerine özelleştirmeleri, dayanışmanın yerine rekabeti koyan anlayış yatıyor
EKONOMİDEKİ KARA TABLO AKP"NİN ESERİDİR
Açıklama şöyle devam etti; Ülkemizin içinde bulunduğu bu kara tablo AKP"nin yanlış ekonomik tercihlerinin eseridir. Çünkü AKP iktidara geldiği günden bu yana tüm ekonomik tercihlerini IMF"nin direktifleri doğrultusunda sermayeden yana kullanmıştır. Çünkü AKP enflasyonu düşürmek adına yıllarca kamu emekçilerine sefalet ücretlerini dayatmıştır. AKP, yaşanılan ekonomik büyümeyi istihdama ve ücretlere değil, zenginlerin kasasına aktarmıştır. Dünya bankasını memnun etmek için çiftçiyi, köylüyü ve halkı sefalete ve açlığa terk etmiştir. denildi
Demokrasi platformu açıklaması okunurken Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi, Kahrolsun IMF, işbirlikçi AKP, IMF uşağı Olmayacağız sloganları atıldı. okunan basın açıklamasını ardında toplantı olaysız dağıldı.
Aliağa Demokrasi Bileşenleri 29 Kasım 2008 Ankara"da düzenlenecek olan Emek barış Demokrasi Mitingine katılmak isteyenlere ücretsiz otobüs tahsis edileceği öğrenildi
BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ
1994, 1999. 2001 ve bugün Türkiye yıllardır bir krizden çıkıp diğerine giriyor. İktidarda ki partiler değişse de ekonominin kaderi bir türlü değişmiyor. Çünkü iktidara gelen tüm partiler yıllardır aynı siyasal ve ekonomik programı uyguluyorlar. Ve krizin asıl nedeni de uygulanan bu siyasal ve ekonomik sistemin ta kendisi Kriz neo-liberal kapitalist sistemin krizidir!
ABD"de başlayarak tüm dünyaya yayılan kürsel krizin temelinde kar hırsı ve sömürüye dayalı bir ekonomik anlayış yatmaktadır. Üretimin yerine rantı, kamusallığın yerine özelleştirmeleri, dayanışmanın yerine rekabeti, toplumun yerine bireyciliği koyan bu anlayış insanlığa aykırı doğası gereği iflas etmiştir. Milyarlarca kişiyi açlığa, yoksulluğa ve sefalete mahkum etmek pahasına dünyanın tüm servetini elinde toplayan sermayedarlar, şimdiyse yaşadıkları krize emekçileri ve yoksul kesimleri ortak etmek istiyorlar.
Türkiye"de ki emekçi ve yoksul kesimler 2001 yılında yaşanan derin ekonomik krizin etkilerinden henüz tam olarak kurtulmadan yeni bir ekonomik krizin girdabına tutulmuş bulunuyor. AKP hükümeti görmezden gelse de, mevcut ekonomik tablo durumun ne kadar kötü olduğunu gözler önüne seriyor. Yüzde 20"leri aşan gerçek işsizlik oranı, dizginlerinden boşalmış şekilde yükselen hayat pahalılığı, çarşı-pazarı etkisine alan ekonomik durgunluk, milyonlarca kişiyi tehdit eden kredi kartı ödemeleri, ödenemeyen çekler-senetler, kapatılan dükkanlar
Bu kara tablo hükümetin yanlış ekonomik tercihlerinin eseridir. Çünkü AKP iktidara geldiği günden bu yana tüm ekonomik tercihlerini IMF direktifleri doğrultusunda, sermayeden yana kullanmıştır. Çünkü AKP enflasyonu düşürmek adına yıllarca kamu emekçilerine sefalet ücretlerini dayatmıştır. Çünkü AKP, yaşanılan ekonomik büyümeyi istihdama ve ücretlere değil, zenginlerin kasasına aktarmıştır. Çünkü AKP, bütçeleri halkın eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik harcamalarına değil, faiz ve savaş harcamalarına ayırmıştır. Çünkü AKP Dünya Bankası"nı memnun etmek için, çitçiyi, köylüyü ve halkı sefalete ve açlığa terk etmiştir.
Yıllardır ekonominin tüm yükünü sırtında taşıyan tüm emekçi ve yoksul kesimlere bir kez daha krizin fatura edilmesine izin vermeyeceğiz. Bu kriz rantiyecilerin, para babalarının, spekülatörlerin krizidir ve bedelini de onlar ödemelidir. Kriz bahane edilerek yeni işten çıkartmaların, zamların, vergilerin, ücret indirimlerinin, işsizlik fonunun yağmalanmasının ve yeni baskı yasalarının bizlere dayatılmasına karşı koyacağız!
Türkiye"nin içinde bulunduğu kriz yalnızca ekonomik alanla sınırlı değildir. Türkiye yıllardır krizden daha da derin bir demokratikleşme krizi yaşamaktadır. Anayasadan seçim sistemine, Kürt sorunundan Laiklik meselesine, derin devlet ilişkilerinden ifade özgürlüğüne, antidemokratik uygulamalara kadar, çok farklı alanlarda kendisini gösteren bu kriz, en az ekonomik sorunlar kadar Türkiye"yi yakından ilgilendirmektedir.
Ekonomik alanda yaşanan krizleri, demokratikleşmeden ayrı tutarak çözmek mümkün değildir. Gerçek anlamda bütünlüklü bir prgram etrafında toplumun geniş kesimlerinin mutabakatı ve işbirliği olmaksızın ortaya atılan çözümlerin etkili ve kalıcı olması mümkün değildir.
Bizler işsizlik, yoksulluk ve yoksunluk içinde siyasal baskıların ve antidemokratik uygulamaların cenderesi altında yaşamak istemiyoruz. Bizler emekten yana, eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik ve tam bağımsız bir ülkede barış içinde kardeşçe yaşamak istiyoruz. Ve bizler, kamu emekçileri, işçileri, işsizler, çiftçiler, dar gelirliler, meslek sahipleri, küçük esnaf, emekliler, gençler, kadınlar, kent yoksulları ve köylüler krize-işsizliğe-yoksulluğa ve zamlara karşı KESEK ve DİSK"le birlikte 29 Kasım"da Ankara Sıhhiye meydanında Emek Barış ve Demokrasi Mitinginde buluşuyoruz.
Aliağa Demokrasi Platformu
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.