Foça'ya Gökhan Demirağ çok bile!

FOÇA'YA GÖKHAN DEMİRAĞ ÇOK BİLE! 

Hasan Eser / Yeni Vizyon Gazetesi  

Gün geçmiyor ki telefonum çalmasın.

Foça’dan hemen her gün biri arıyor. Sanki dert babasıyım ben…

2014 yerel seçimlerinde;  “Eğer CHP’ye oy vermezsek vatan elden gidiyor” gibi sığ ve sağ söylemlerin arkasına sığınanlar, bugün gelinen noktada ise; “Ellerimiz kırılsaydı da oy vermeseydik” diye hayıflanıyorlar. 

Hiç üzülmüyorum onlar adına; zira bu filmi daha önce de defalarca gördüm ben…

Yıllarca mevcut yönetime isyan edenler, Foça’yı 3 dönemdir yöneten o malum şahsın arkasından etmediği lafı bırakmayanlar, muhalefete maddi ve manevi destek sağlayanlar artık nasıl oluyorsa bilemiyorum! Seçime bir ay kala yelkenlerini suya indiriyorlar.

Hasılı 5 yıl boyunca Belediye Başkanı’na karşı ateş püskürenler,  seçim zamanı geldiğinde dansöz gibi kıvırmaya başlıyorlar.

Yalan mı?

“Seçim ayı geçim ayıdır” düşüncesine sahip olanlar birkaç duble Rakı’ya, Belediye Başkanı’nın kendisiyle konuşmasından şeref bulanlar birkaç tatlı söze ve tüm ideali Belediye’de işe girmek olanlar ise boş vaatlere kanmadılar mı yıllarca?

Her seferinde kişisel çıkarlar uğruna feda edilmedi mi Foça'nın istikbali?

Elbet kişisel çıkarlar insanın doğasında vardır. Velev ki kendilerine göre doğru olanı yapıyorlar. Pekâlâ, “Cumhuriyet elden gidiyor” diyerek, Vatan Millet Sakarya üzerinden siyaset yapanlara, adeta kıyamet koparanlara ne demeliyiz acaba?

Ayrıca merak ediyorum doğrusu; Cumhuriyet neden hep yerel seçimlerde tehdit altında oluyor da, genel seçimler de olmuyor?

Mart 2014 yerel seçimlerinde feryat figan edenler, nedense 1 Kasım genel seçimlerinde kılını bile kıpırdatmadılar.

Halbuki rejimin devamlılığı adına önem arz eden seçimler 1 Kasım seçimleriydi.

Siz elitistler Foça sahilinde içkilerinizi yudumlarken,  mevcut iktidar 1 Kasım seçimlerinden aldığı güçle ‘Başkanlık Sistemi’ne geçmeye hazırlanıyor farkında mısınız?

Eminim ki her şeyin farkındasınız. Ama sizin derdiniz Cumhuriyet filan değil, sizin asıl derdiniz; Foça Belediyesi ile olan çıkar ilişkileriniz. 

“Aman kaçak inşaatım yıkılmasın, işgal ettiğim alan elimden alınmasın,  belediye ihtiyaçlarını benim ticarethanemden temin etsin, yakınlarım belediye de çalışıyormuş gibi yaparak maaş almaya devam etsin,  entel dantel işleri bahane ederek belediye imkânlarını kullanalım, bol bol yiyelim içelim, günümüzü gün edelim” 

Foça geri kalmış, yaşam standartları düşmüş, turizmde havlu atmış, esnafı bitmiş,  çöken ilçe ekonomisinden mütevellit gençler Foça’yı terk etmiş ve en önemlisi 3. Dünya ülkelerindeki şehirleri andıran bir görüntüye bürünmüş, ama kimin umurunda?

Peygamber Efendimiz bir hadisi şerifinde ne güzel söylemiş; “Her toplum layık olduğu şekilde yönetilir” diye…

Hiç kuşkusuz Foça da bu şekilde yönetilmeye layık…

Amma ve lakin ben ve benim gibi düşünenler;  siz elitistlerin yaptığı gibi davranamayız.

Her ne kadar sizin desteklediğiniz malum şahıs, 18 bin seçmenin oy kullandığı Foça da 6 bin küsur seçmenin oyunu alarak Belediye Başkanı olsa da; biz demokrasi gereği sandıktan çıkana saygı duyarız. 

Biz, bizimle aynı görüşü paylaşmayan insanlara hiçbir zaman kafatasçı, faşist, göbeğini kaşıyan adam, kıllı, bidon kafalı gibi hakaretlerde bulunmayız. 

Yerel seçimlerde, “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” diye slogan atıp, genel seçimlerde de, “Çok karizmatik bir adam” diyerek, PKK terör örgütünün siyasi uzantısı olan Parti’nin Liderine oy vermeyiz!

Zati muhterem Foça’da 3 dönemdir Atatürk üzerinden siyaset yapıyor. Oysa Atatürk, bizlere muasır medeniyeti hedef olarak göstermiştir. Ancak Foça’yı 3 dönemdir yönetenler ülkemizi muasır medeniyet seviyesine ulaştırma hedefini gerçekleştirme noktasında bugüne kadar Foça’dan tek bir katkı yapabilmiş midir?

Atatürkçülük, halkın Atatürk’e olan sevgisinden yararlanarak oy devşirmek değildir.

Atatürkçülük çağdaşlıkla özdeştir. Ama maalesef birilerinin çağdaşlıktan anladığı sadece rakı içmektir. 

Her yeri geldiğinde Atatürkçü olduklarını vurgulayan Foça'nın yerel yöneticileri, Foça'nın acaba ne durumda olduğunun farkındalar mı?

Foça artık üreten değil, tüketen bir kent haline dönüştü. Son 4 dönemde istihdama katkı koyacak ve ilçe ekonomisini kalkındıracak tek bir yatırıma imza atılmadı Foça da…

Tıpkı Anadolu'nun verimsiz topraklarında kurulu bir taşra kasabası misali, tek geçim kaynağı Belediyesi oldu Foça'nın…

Başta bazı esnaflar olmak üzere dolaylı dolaysız herkes Belediye’den geçinir oldu Foça’da…

1980’li ve 90’lı yıllarda Foça Belediyesi çalıştıracak personel bulamazken, şimdilerde ise hemen her gencin hayali oldu Foça Belediyesi’nde işe girmek...

Kenti emekli cennetine çeviren ve ilçenin ekonomik anlamda gelişmesini her daim engelleyen Foça'nın gizli feodal yapısının on yıllar önce uygulamaya koyduğu plan sonunda amacına ulaştı.

Eşsiz coğrafyasıyla ülkede turizmin başkenti olması gereken Foça, birilerinin sayesinde adeta dipsiz bir kuyuya terk edildi.

Şimdi benden, “2019’da her şey değişecek, güzel günler göreceğiz, Foça'nın makûs talihini değiştireceğiz” gibi umut vaat eden söylemler bekliyorsanız yanılıyorsunuz.

Ben Hasan Eser olarak, Taner Acar ve Metin Öngünşen gibi arkadaşlarımla birlikte Foça'nın değişimi adına yaklaşık 10 yıl savaş verdim. Ama bir zamanlar eski bir liderin de dediği gibi; Eğer savaş kaybedilmişse bu benim umurumda bile değil. İnsanlar perişan olurlarsa olsunlar. Bir tek gözyaşı bile dökmem onlar için; onlar hiç bir şey hak etmediler.

Lütfen Foça Belediyesi ile ilgili hiç kimse beni rahatsız etmesin, kime oy verdiyseniz gidin derdinizi ona anlatın. Eğer oy namus ise namusunuza sahip çıkın. Kaldı ki ustam Şenol Gök’ün de dediği gibi Foça’ya Gökhan Demirağ çok bile…

Günün Sözü: Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden rahat yaşamak isteyen toplumlar; önce haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar (Mustafa Kemal Atatürk)