ZÜBÜK / Hasan ESER yazıyor
Bundan birkaç gün önce televizyon karşısın da zaping yaparken kanalın birinde Rahmetli Kemal Sunal"ın bir filmine rastladım. Yıllar önce birkaç kez izlediğim bir filmdi aslında. Ancak malum Kemal Sunal filmi bu, kırk defa olsa izlenir. Hatta kimi enteller; yahu ne anlıyorlar şu Şaban filmlerinden diye o filmleri izleyenleri yadırgarlar. Aslında o filmlerin her biri komedi adı altında topluma verilen mesajlar değil midir? Yıllarca ağlanacak halimize hep gülmedik mi? İşte yıllar sonra bir Tv kanalında bir kez daha karşıma çıkan bir Kemal Sunal filmi beni yine bambaşka düşüncelere taşıdı. Yine ağlanacak halimize güldüm. Filmin üzerinden tam 30 yıl geçmiş. Peki o günden bugüne ne değişmiş diye düşündüm...
İzlemeyen yoktur da ben anımsamayanlar için kısaca hatırlatmak istiyorum. Rahmetli Kemal Sunalın başrolünü oynadığı Zübük Aziz Nesin'in romanından uyarlanmış bir filmdir. Filmin Özü itibariyle her an her yerde gerçekleşebilecek türden olaylar, alaylı bir tarzla anlatılmıştır. Zübükzâde İbraam"ın halkı kandırmasına rağmen önce belediye başkanı, sonra milletvekili seçilmesi, hiçbir vaadini tutmamasına karşın desteklenen adam olması, Filmin konusudur.
SUÇLU İBRAAM ZÜBÜKZADE "Mİ?
Ben hayatım boyunca siyaseti çıkar uğruna değil de vatanına milletine hizmet için yapan çok az adam tanıdım... Zübük filminde Kemal Sunal"ın canlandırdığı kurnaz siyasetçi İbraam Zübükzade, kasaba halkından bazı kolay yoldan köşeyi dönmek isteyen tatlı su kurnazlarını kandırmasına rağmen ve işin en ilginç yanı kandırıldıklarını bildikleri halde yinede kendi rızaları ile zübükzade"yi seçmelerini çok ilginç buldum. Peki başka bir açıdan bakarsak Suçlu siyasetçi mi? Bence değil! Peki, izlediğimiz filmde suçlu İbram Zübükzade"mi? Bence o da suçlu değil! Bir yorumcu olarak Zübükzâde"yi değil, ona kananları eleştirmenin daha doğru olduğunu düşünüyorum... Evet, Zübükzâde, yalancı, sahtekâr, rüşvetçidir doğru. Ama ona kananlar hiç mi suçlu değildir? Buna cevap verebilmek için filme dönmemiz gerekli. Eğer Zübükzâde"nin kasabasındaki halk onu bu kadar gözünde büyütmeseydi, Zübükzâde de halkın zaaflarından yararlanarak ne yapacağını çevresine anlatmayı kurmasa, halk ona kanar mıydı? Bence yine kanardı çünkü halk kandırılmaya her zaman hazır!
BELEDİYEDE İŞE ALINACAĞIM VAATLERİ İLE OY AVCILARINA AV OLURKEN
Seçim öncesi Türkiye"nin çeşitli bölgelerindeki dostlarımla gerek net aracılığı, gerekse de gsm üzerinden sık sık görüştüm. Foça gibi benzer küçük ilçelerde yaşayan dostlarımın çoğu yerel seçimi bekliyordu. Çünkü mevcut belediye başkanları önüne gelene belediyede iş sözü verdi.; .Seni işe alacağım, kardeşini alacağım, oğlunu kızını vs vs alacağım. Başkanlardan iş sözü alanlara soruyorum; KPSS sınavına girecek misiniz? Cevap; Nasıl Yani Şöyle oluyor yani; KPSS Bilindiği üzere genelde devlet memuru adaylarının korkulu rüyasıdır.
Açılımı Kamu Personeli Seçme Sınavı olan KPSS, devlet memurluğuna girmek isteyen ortaöğretim, ön lisans ve lisans mezunlarına soğuk terler döktürecek kadar zor bir sınavdır ki; işte bu da KPSS"dir. Ne yazık ki her seçimde bir şekilde iş vaadi ile daha KPSS"den bir haber olan vatandaş, belediyede işe alınacağım vaatleri ile oy avcılarına av olurken
Yine Zübükzâde filmi aklıma geliyor. Suçlu Zübükzâde "mi? yoksa ona kanmaya hazır olanlar mı? Her neyse Çok şükür rabbime, bizim ilçemizde cahil sayısı bir elin parmaklarından az sayıdadır. Belki de yoktur bile! Zaten aksi düşünülemez. Çünkü sizler de hatırlarsınız ki Foça Belediyesi geçtiğimiz yıllar içinde liyakata uygun olmayan yirmibeş kişiyi işe aldığı için yargılanmıştı. Sanal alemde sık sık görüştüğüm, Anadolu"nun çeşitli bölgelerinde yaşayan dostlarıma her zaman söylerim, Allah"tan benim yaşadığım ilçenin belediye başkanı bilgili, ahlaklıda seçim süresince böyle cahil cahil vaatlerde bulunmadı. Yoksa valla hiç acımam eleştirirdim alim Allah.
ZÜBÜKZADE YAZ KARDEŞİM YAZ
Ben bu yazıyı yazıyorum fakat bir yandan da halen filmin etkisindeyim. Filmde en çok hoşuma giden sahnelerden birini de sizlerle paylaşmak istiyorum. Filmin sonlarına doğru Zübükzâde İbraam"ın siyaset yaşantısının çıkmaza girmesiyle siyasetten çekilmek zorunda kalıyor. Zübükzade"nin hayatını kaleme almak isteyen ve Zübükzade hakkında araştırma yapan gazeteci yaptığı araştırmasının finalinde son söyleşiyi yapmak üzere Zübükzâde İbraam"ın yanına gidiyor. Gazeteci soruyor ve Zübükzade yanıtlıyor...Gazetecinin sorularını yanıtlayan Zübükzade bir ara hızını alamıyor ve coşuyor Gazeteciye yaz kardeşim yaz! Bizim oranın halkı nankördür. Ben onlara yaranamadım. Bana sahip çıkmadılar. Bana sahip çıksalardı, bizim kasaba"ya fabrikalar, barajlar yaptıracaktım. Gazeteci Zübükzâde"nin sözlerine karşı şöyle diyor; ama efendim sizin kasabanız sanayi mıntıkası içinde değil. Ayrıca baraj içinde akarsu yok diye vurguladı. Bu ithama karşı Zübükzade de; olsun ben taşıma sular getirir yine yapardım. Bir nevi ağır sanayi hamlesi
deyince işte ben orada koptum. Diyecek söz yok! Adam sonuçta ZÜBÜKzade.
AZİZ NESİN"İN ZÜBÜK KİTABINDAN KÜÇÜK BİR ALINTI
" Eğer Zübük"ün kasabasındaki herkes, kendinin kıymeti bilinmemiş önemli biri olduğuna inanmasa, Zübükzade"nin Ankara"dan kendi eliyle, kendi adına gönderdiği mektuplar ve hediyelere kanar mıydı? ( Zübük adlı kitap dan ) Şimdi çok iyi anladım ki, Zübük bir tane değil, biz hepimiz birer zübüğüz. Bizim hepimizin içinde zübüklük olmasa, bizler de birer zübük olmasak, aramızdan böyle zübükler büyüyemezdi. Hepimizde birer parça olan zübüklük, birleşip işte başımıza böyle zübükler çıkarıyor. Oysa zübüklük bizde, bizim içimizde. Onları biz, kendi zübüklüğümüzden yaratıyoruz. Sonra kendi zübüklüklerimizin bir tek Zübük'de birleştiğini görünce ona kızıyoruz. Benim için şimdilik tek amaç, burdan kurtulmak.. Ama gerçekten zübüklerden, kendi zübüklüğümüzden kurtulabilecek miyiz? İşte bu soruya cevap veremediğim için nereye gideceğimi, ne yapacağımı bilemiyorum. Yeni gideceğim yerden sana mektup yazar, önce kendi zübüklüğümden kurtulup kurtulamadığımı anlatırım. ..." Arka Kapaktan
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.