ALİ ENGİN ,İŞ KAZALARINDA BİRİNCİYİZ
ALİAĞA HABER/ ALFATİVİ/ ŞENOL GÖK / CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, CHP Aliağa İlçe Başkanlığı binasında gazetecilerin sorularını yanıtladı.‘Aşk Gemisi’ dizisine sahne olan ‘Quail Cruises’ adlı kruvaziyer gemisinde zehirlenerek hayatını kaybeden Davut Özd
27 Ağustos 2013 Salı 19:16
CHP İZMİR İL BAŞKANI ALİ ENGİN," AVRUPA’DA İŞ KAZALARINDA ÖLEN İŞÇİ SAYISI BAKIMINDAN BİRİNCİ SIRADAYIZ"
ALİAĞA CHP BLD BŞK ADAY ADAYI BARIŞ EROĞLU’NDAN ALİ ENGİN’E JEST
İZMİR CHP İL BAŞKANI ALİ ENGİN,” ÖLÜMLER CANIMIZDAN CAN ALDI” ÜZGÜNÜZ”
ALİAĞA HABER/ ALFATİVİ/ ŞENOL GÖK / CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, CHP Aliağa İlçe Başkanlığı binasında gazetecilerin sorularını yanıtladı.‘Aşk Gemisi’ dizisine sahne olan ‘Quail Cruises’ adlı kruvaziyer gemisinde zehirlenerek hayatını kaybeden Davut Özdemir ve Doğan Balcı’nın ailelerini ziyaret edip başsağlığı diledi.
Parti ilçe binasında yapılan basın toplantısına CHP İl Bşk yardımcıları, Aliağa ilçe bşk Özcan Durmaz, yönetim kurulu üyeleri, Petrol iş Aliağa Şube Bşk İsmail Doğan ve yönetim kurulu üyeleri, CHP Eski İzmir Milletvekili Hakkı Ülkü, Aliağa Bld Bşk yardımcısı Nurettin Bayrav, CHP Bld Bşk Aday adayları Hayal Han, Aliağa Belediyesi CHP Meclis Üyesi Barış Eroğlu ve partililer katıldı.
ALİAĞA CHP BLD BŞK ADAY ADAYI BARIŞ EROĞLU’NDAN ALİ ENGİN’E JEST
CHP Belediye Başkan Aday Adayı Barış Eroğlu İzmir İl başkanı Ali Engini ve başkan yardımcısı Ülkümen Rodoplu çiçekler ile karşıladı. Ali Engin ile toplantı öncesi bir araya gelen Barış Eroğlu Ali Engin’e gemisökümde yaşanan ölümlü kazalar hakkında bilgiler verdi. Gemi söküm’ün son yıllarda özellikle çevre ve işçi sağlığı konusunda çok büyük ilerlemeler kazandığını söyleyen barış Eroğlu, son aylarda yaşanan üzücü olayların bir daha yaşanmaması dileğinde bulundu. İzmir il başkanı Ali engin ve başkan yardımcısı Ülkümen Rodoplu’yu çiçekler ile karşılaması partililerce beğeni topladı.
İZMİR İL BAŞKANI ALİ ENGİN,” ÖLÜMLER CANIMIZDAN CAN ALDI” ÜZGÜNÜZ”
CHP İl Başkanı Ali Engin toplantıda yaptığı konuşmada “Bayramda hiç istenmeyen bir olay neticesinde Durmuş Özdemir ve Doğan Balcı arkadaşımız gemi söküm sahasında çalışırken vefat etmiştir. Ailelerine başsağlığı ve sabırlar diliyoruz” diyen Başkan Engin’in gündeminde Aliağa’yı yasa boğan iş kazası, hedefinde ise AK Parti Hükümet vardı. Parti olarak toplumun her sorunuyla ilgilenmek, bu mağduriyetlerin üzerine gitmek, varsa çözüm önerileri üretmek için gayret gösterdiklerine vurgu yapan Engin, geçtiğimiz gün Aliağa’da vuku bulan olayın spesifik bir konu olduğunu, otopsi ve yasal bilirkişi raporlarında konunun detaylarının önümüzdeki günlerde mutlaka açıklanacağını söyledi.
Engin, “Biz bu konuda orada iş yapan, vergi veren, iş üreten firmalarla ilgili bir spekülasyona neden olmak istemiyoruz. Önümüzdeki aylarda kanuni süreç mutlaka devam edecektir. Ama şunu söyleyebilirim ki; başta tersaneler ve TOKİ inşaatları olmak üzere Temmuz ayında bir aylık süre içinde 41 yurttaşımız iş kazalarında can vermiş. Bilirkişi raporlarında bu vakaların tamamına yakınının önlenebilir kazalar olduğu ortaya çıkmış. Biraz da bu konuları kamuoyunun bilgisine sunmak ve hassasiyetlerimizi belirtmek için çaba gösteriyoruz.” dedi
AVRUPA’DA İŞ KAZALARINDA ÖLEN İŞÇİ SAYISI BAKIMINDAN BİRİNCİ SIRADAYIZ
Kısa bir süren önce İş Güvenliği Kanunu’nun çıktığına dikkat çeken Engin, söyle konuştu: “Bu konularla ilgili maalesef özel firmalar son aylarda piyasaya dahil oldular. Ama o konuda da ciddi bir sonuç alınmadığı ve konunun piyasalaştırıldığı görülüyor. Türkiye’de çeşitli alanlarda faaliyet gösteren yaklaşık bir buçuk milyon iş yeri var. Bunların 10 yılda sadece 80 bini denetlenebilmiş. Yani hemen hemen yıllık 7-8 bini denetlenebilmiş. Bu konuda mecliste verilen soru önergelerine karşılık hükümet tarafından verilen yanıtlarda denetleme yapacak eleman ve müfettiş yetersizliği gerekçe gösteriliyor. İnsan hayatının bu kadar değersiz olduğu bir ülke Avrupa’da yok. Bu açıdan Avrupa’da iş kazalarında ölen işçi sayısı bakımından birinci sıradayız. Dünyada da zannederim 200 ülke arasında beşinci sıradayız. Bu konularla ilgili parti olarak çok hassas davranmak durumundayız”
AKP HÜKÜMETİ SINIFTA KALDI
“AKP, iktidarını sürdürmek adına insanların yaşama tutunması, iş bulabilmesi için değil, maalesef biraz da Çin’i örnek alarak ucuz iş gücüyle yüz yıldan beri oluşan sanayici ailelere baskılarla, zulümlerle şirketlerine baskı yaparken, güçlü üniversitelerinde, düşünen insanlarıyla değer yaratacak, dünyayla yarışacak insanlara, fikirlere düşmanca davranarak hep ucuzculuğu, kayıt dışılığı özendiren uygulamalar içerisinde” diyerek sözlerini sürdüren Engin, şöyle devam etti: “Bu yönüyle AKP hükümetlerinin bir çok alanda olduğu gibi bu alanda da sınıfta kaldığını söyleyebiliriz. Çevre, insan kaygısı olmayan, sosyal harcamaları ve iktidarını bu sosyal harcamalara bağlayan bir hükümet, her şeyin sıcak parayla döndürülmesini isteyen bir hükümet. Dolayısıyla yerli sermaye ve insan gücünü kalkındırmak, dünyayla rekabet edebilen üniversiteleri, şirketleri, ülkeleri olan bir ülke değil, böyle yarım yamalak işlerle ülkeyi götürmeye çalışıyorlar. Son yaşanan üzücü olay da bunlara bir örnektir. Bizim Aliağa’da değer yaratan gemi söküm sanayicileri ile bir sorunumuz yok ama onlar da gerekli tedbirleri mutlaka alacaktır. Elimizdeki bilgiler doğrultusunda bunun bir su tahliyesinden kaynaklanan bir zehirlenme vakası olduğunu biliyoruz. Olay mahallinde çalışan bir pompanın egzoz gazından dolayı zehirlenme yaşandığı bilgisi var. Ben tekrar olaylarda hayatını kaybeden iki yurttaşımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Bu siyasi bir istismar konusu değil ama artık şu bilinsin ki; Türkiye’de İzmir’de nerede bir haksızlık, kanunsuzluk varsa, nerede bir eksik, varsa orada CHP olacak, İl Başkanı, İlçe Başkanı, yöneticiler ve yurttaşlarımız olacak. Nerede bir park yağmalanıyorsa, nerede bir insana haksızlık varsa, nerede bir insan hakları ihlali varsa, nerede bir yolsuzluk varsa orada artık CHP olacak. Bunu AKP hükümetinin böyle bilmesi lazım“ dedi.
TAŞERONLAŞMA KÖLELİK DÜZENİ
Taşeronlaşmanın artık bir kölelik düzeni olduğunu savunan Engin, Büyükşehir belediyesinin taşeronu kaldırdığını, taşeronlaşmaya karşı olduklarını ve CHP’li Milletvekillerinin TBMM’de bu konuda bir çok kanun teklifleri verdiklerini belirterek,şunları kaydetti: “Tuzla Tersaneleri başta olmak üzere son 10 yıldaki işçi ölümlerini meclise taşıyan, bu konuda sürekli talepkar bir partiyiz. Genel olarak zaten sendikacı arkadaşlarımız var, bu konularla ilgili raporlar, çalışma hayatının düzenlenmesi , iş güvenliğinin sağlanabilmesi, taşeron çalışanlara da kıdem tazminatı ödenmesi gibi ciddi çabalar var. Biz bugün burada özellikle iki arkadaşımızın ölümü nedeniyle buradayız. Ayrıca bu olayın unutulmaması için, şirketin bir ihmali varsa da ortaya çıkması için buradayız. Biz 90 yıllık büyük bir partiyiz, Türkiye’nin en ciddi ana muhalefet partisiyiz. AKP gibi her konuyu istismar eden, herkesi suçlayan ve bunun üzerinden siyaset yürüten bir parti değiliz. Onun için dikkatli konuşmaya gayret ediyoruz. Temmuz ayında ölen 41 işçi TOKİ şantiyelerinde can vermiş. Yani bu hükümetin bizzat yürüttüğü inşaat projelerinde ya iskeleden düşmüş ya elini makineye kaptırmış, kan kaybından ölmüş. O açıdan işçi sağlığı ve güvenliği bizim için önemli bir husus. Bununla ilgili ciddi çabalarımız var. Biz Aliağa’da hem iş barışına zarar vermeyelim hem de gerekli kamu görevlilerini de göreve çağıralım. Bir ihmal varsa zaten, iş güvenliği uzmanları,savcılar görevini, gereğini yapacaktır diye düşünüyoruz. “
SENDİKASIZLAŞTIRMA ÖZENDİRİLİYOR
Türkiye nüfusunun 40-45 milyon olduğu yıllarda sendikalı sayısıyla bugünkü sendikalı sayısını kıyasladığında misli ile azalma görüldüğüne vurgu yapan Engin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu konuda hükümet sendikasızlaştırmayı özendirmek istiyor. Taşeron yasası AKP icadı sömürüye dayalı, kıdem tazminatı ve iş güvenliği olmayan bir yasadır. AKP’nin insana ne kadar önem verdiği ortada. Daha önce bu bölgede yaşayan PETKİM, TÜPRAŞ gibi veya diğer sanayi tesislerinde çalışan işçilerin yazlık, araba aldığını, çocuklarını refah içinde okuttuğunu hepimiz biliyoruz. Aliağa bir zenginlik ve bereket bölgesiydi. Eskiden insanlar kızlarını Aliağa’da çalışanlara verirdi. Ama gelinen noktada ne oldu, işçiler ya özelleştirmelerle işten çıkarıldılar ya başka kamu alanlarına aktarıldılar. Şimdi Aliağa’da bir kölelik düzeni hakim. 800-1000 liraya insan çalışıyor. Şimdi kız verme işlemi tersine döndü gibi. Bütün bunların müsebbibi AKP iktidarıdır” dedi.
ÖTEKİ YÜZDE 50 CEZALANDIRILIYOR
Bir zamanlar İzmir’in tekstil fabrikalarında dünya lideri olduğunu, ancak bugün gelinen noktada fabrikaların kapatıldığını sözlerine ekleyen Engin, “Şimdi o alanlarda rekabet edemiyorsunuz, ‘ne yapalım böyle riskli alanlara kayalım’ Gemi söküm gibi, madencilik, petrokimya gibi çevreyi kirleten ve Batı’nın da artık kabul etmediği, yüksek vergiler koyduğu alanlardan kaçanlar ülkemizi tercih ediyor. ‘Siz Çin’e benzeyin, 100 Dolar’a insan çalıştırın’ diyorlar. Çin’de bugün sigorta bile yok. Bu gibi şeyler bizde devlet eliyle özendiriliyor. Çin gibi olmasak bile yavaş yavaş Çin’e benzeyeceğiz. Siz sigortalısınız diyelim, iki ay prim ödemezseniz sağlık hizmeti vermiyorum deniliyor.Ama yeşil kartlıysanız bütün ailece prim ödemeden hastane, ilaç hizmeti alıyorsunuz. Böyle bir ülke haline geldik. Niye, üretmeyen bir ülkeyiz de ondan. Üreten değil, beslenen ve bu beslenmeyi destekleyen bir sistem hakim. Buradan hareketle siyaseten de beslenen bir sistem. Maalesef yılların ihmali ama AKP bunun üzerinden yüzde 50 oy çıkarıyor ve asıl çalışan, üreten, okuyan, fedakarlık eden, tarla eken, fabrikada çalışan, risk alan, zarar eden öteki yüzde 50 şiddetle cezalandırılıyor. Yıllarca iktidarların ihmal ettiği yüzde 50’yi AKP bugün zalimce yoksulluğa mahkum edip, onların sırtından iktidar çıkarma peşinde. Topluma da ‘bakın sokakta yüz binlerce işsiz var, ya burada 1000 liraya taşeronda çalışırsınız ya da daha kötüsüne razı olursuzuz’ söylemi dayatılıyor” dedi. “Eğitimi küçümseyen, her şeyi bildiğini zanneden bir başbakanımız var.” İfadesini kullanan Engin, “ Herhalde bu ölümlü kaza sonucunda da iş güvenliği uzmanlarından daha fazla şey biliyordur. Belediye Başkanı da o, Cumhurbaşkanı da o, Anayasa Mahkemesi Başkanı da o, Meclis Üyesi de o, Dış İşleri Bakanı da o… Hatta kendi ülkesi yetmez, Orta Doğu’nun da Dış İşleri Bakanı o. Kendi ülkesinin sorunlarını bırakmış, Orta Doğu’ya demokrasi getirmek için uğraşıyor. Genel Başkanımız’ın da ifade ettiği gibi, kendi ülkesinin değil, kendi partisinin çıkarı için dış politika üretiyor. Kendisini meşrulaştırmak için Mursi’yi meşrulaştırmaya çalışıyor. Kendisini adeta Müslüman Kardeşler ile özdeşleştirmiş durumda ki böyle olduğunu hepimiz biliyoruz. Kendisini Orta Doğu’daki İslami hükümetlerle özdeşleştirmiş durumda. Artık Avrupa Birliği sevdasından vazgeçen, laiklik ve Cumhuriyet’ten dünden vazgeçmiş bir anlayış söz konusu. Basına ve topluma uygulanan baskıları da ekleyebiliriz.
İZMİR CHP’NİN BAŞKENTİ
Partide 3 yıldır saydam bir yönetim anlayışı olduğunu kaydeden Engin “Aliağa’da örgüt istedi, sandık geldi. Eskiden böyle bir şey yoktu. Şeffaf delege seçimleri yapıldı herkes kendi mahallesindekiyle yarıştı. Ben son 5 seçimde Atakentlilerle değil Gümüşpala’dan getirilen arkadaşlarla delege seçimlerinde yarıştım, hep de kaybettim. İlk defa Atakentlilerle yarıştım ve İl Başkanı oldum. Artık partide kimse yandaşlık var, hukuksuzluk var diyemez, her şey açık. Anketler yapılıyor, eğilim yoklamaları yapılacak, aday yoklamaları yapılacak. Parti artık aday belirlemelerini yandaşlık ve menfaatle değil açık ve saydam bir şekilde yapacak. Onun için herkesin bu düzene saygı göstermesi lazım. Bugün kimse ‘falanca bana söz verdi, ben belediye başkanı olacağım’ diyemez. Topluma hizmet sadece belediye başkanlığından geçmiyor. Hizmet verilebilecek bir çok alan var. Bakın, 10 yıllık AKP iktidarında hukuksuzluk diz boyu. Tayyip Erdoğan tek parti diktatörü. Biz bu tutumu benimsemiyoruz. Bir kitapta AKP nasıl başarılı oldu diyor. Aslında hepimizin bildiği basit şeyler. Biz önce kendimizden sorumluyuz. Önce kendi sorunlarımızı çözelim, İzmir bunu yapamazsa hiçbir il bunu yapamaz. İzmir CHP’nin başkenti. En fazla oyu buradan alıyoruz. O yüzden yine yüzde 60 oy almamız lazım. Yine 30 belediyeyi yüksek bir oyla almamız lazım. Türkiye’ye örnek olacak yeni bir yönetim anlayışı sergilememiz lazım.” diyerek sözlerini noktaladı.
BARIŞ EROĞLU ALİ ENGİN İLE (ARŞİV)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.