ASOSYAL MEDYA...
Hasan Eser / Ege Hakimiyet Gazetesi
23 Ekim 2014 Perşembe 20:23
Asosyal Medya...
Hasan Eser / Ege Hakimiyet Gazetesi
Eskiden bir kaç arkadaş bir araya geldiğimizde oturup sohbet ederdik, sırasıyla birbirimize öğrendiğimiz yeni fıkraları anlatırdık, futboldan konuşurduk, siyaseti tartışırdık, izlediğimiz filmlere yorum getirirdik...
Dost meclislerinde vaktin nasıl geçtiğini anlamazdık. Hatırlıyorum da ne güzel zamanlardı o günler.
İnsanların kaynaştığı o günleri özlememek mümkün mü?
Etrafı gözlemliyorum son günlerde. Kafeterya'larda gruplar halinde oturan insanlar var.
Lakin hiç kimse birbiriyle konuşmuyor. Herkesin elinde bir akıllı telefon, ya da tablet...
İnsanların gözü telefon ekranlarına kilitlenmiş adeta... hiç kimse başını kaldıramıyor.
Saatlerce aynı masada oturan insanlar birbirleriyle tek bir kelime sohbet edemiyor.
İçlerinden biri sohbet ortamına zemin hazırlamak adına kendince bir şeyler anlatmaya çalışsa da nafile... Kimse dinlemek istemiyor. Çünkü sohbet etmek yerine sosyal medya'da gezinmek daha cazip geliyor onlara...
Her 10 kişiden 8'i sosyal medya'nın dolayısıyla internet'in esiri olmuş durumda...
Artık fıkraları anlatmak yerine sosyal medya'da paylaşmakla yetiniyoruz. Hemen her konuda fikrimizi facebook üzerinden söylüyoruz. Eleştirilerimizi de, tartışmalarımızı da facebook, twitter aracılığı ile yapıyoruz.
Geçenlerde elime geçen bir dergide okudum. Üniversite'de öğretim üyeliği görevinde bulunan bir akademisyen şöyle diyordu: "Gençler kendi aralarında ki iletişimi sosyal medya üzerinden kuruyor. Günlük yaşamda yeterince kelime tüketilmiyor. Hal böyle olunca... bu durum gençlerin hitabet yeteneğine yansıyor. Birbirleri ile sürekli klavye aracılığı ile konuşan gençler, daha sonra kendilerini sözlü olarak ifade etmekte zorluk çekiyor."
SOSYAL TELEVOLE
Toplum olarak televole kültürünü iyice benimsedik. Benimsemekle kalmadık yaşam biçimi haline getirdik.
Bunu da sosyal medya sayesinde başardık.Sosyal medya, toplum nezdinde magazin platformu niteliği taşıyor. Bazı insanlar, özenerek izlediği televole programlarını şimdilerde sosyal medya'da canlandırıyor olsa gerek... Yerel ölçekte; deyim yerindeyse kendi çapında... sosyal medya aracılığı ile oluşturulan sosyal magazin dünyası özellikle facebook'u cazip kılan etkenler arasında yer alıyor.
İnsanlar yeni aldığı otomobilinin, elbisesinin yada her hangi bir eşyasının fotografını çekip Facebook'ta paylaşılıyor.Yeni başlayan veya biten ilişkiler Facebook'tan ilan ediliyor. Düğün, Nişan, Doğum günü partisi gibi etkinlikler sıcağı sıcağına an ve an yayımlanıyor.Gezilen görülen yerler, yenilen içilen lezzetler yine facebook'ta sergileniyor.Facebook'un şuana kadar egemen olamadığı tek yer ise yatak odası ve banyolarımız.
SOSYAL FUHUŞ
Sosyal medya'nın gücünü ekonomik anlamda lehine çeviren insan sayısı da az değil... Günümüzde eskortluk yapan kadınlar sosyal medya'da açtıkları çakma hesaplar aracılığı ile müşteri buluyor. 18 Yaşın altında da kullanılan facebook ortamında bu ve buna benzer ahlaksız görüntüler midemizi bulandırıyor. Malumunuz yeni İç Güvenlik Reform paketi kapsamında; Sosyal medyaya şiddet çağrısı yapan ve nefret söylemi yayan yayınlar konusunda denetim ve ceza geliyor. Sayın Başbakan Ahmet Davutoğlu'na buradan sesleniyorum: "Sosyal medyayı ahlak kuralları çerçevesi dışında kullananlara da cezai müeyyide getirilmelidir"
SOSYAL BASIN
Adı üstünde sosyal medya... Facebook ve Twitter'ın hayatımıza girdiği günden bugüne...
Yerel gazetecilik gücünü kaybetti.
Çünkü artık herkesin kameralı bir cep telefonu var.
Herkesin cebinde internet var.
Herkesin facebook, twitter hesabı var.
Dolayısıyla herkes olmuş sana gönüllü muhabir.
Vatandaş trafik kazası mı gördü, sokakta ilginç bir durumu mu fark etti, habere konu olabilecek bir olaya mı şahit oldu?
Hiç üşenmiyor, kendine görev addediyor.Çekiyor fotografı... yayımlıyor facebook'ta... Hal böyle olunca kim niçin beklesin ki haftada ya da 15 günde bir yayımlanan yerel gazeteleri...
SOSYAL KISMET
Bir zamanlar bekar erkekler bekar kızlarla okulda pastane'de, kafe'de, park'ta vs tanışırdı. Genelde arada aracı olan bir çöpçatan olurdu. Bu çöpçatan bazen en yakın arkadaşınız, bazen de mahallenizde bu işleri kendine görev edinmiş Ayşe teyze'miz olurdu. Şimdilerde ise devir değişti. Gençler artık ınstagram'da birbirlerini görüyorlar, Twitter'da tanışıyorlar, facebook'ta arkadaş oluyorlar, biraz daha zorlasalar youtube'da da evlenecekler inşallah...
"İnternet'ten karı mı alınır lan?" demeyin... İnternet sayesinde evlenen çok insan var. Başını derde sokanlar da var elbet... Amma ve lakin marifet iltifata tabidir. Başarana helal olsun... Örneğin bendeniz çok eski bir internet kullanıcısı olmama rağmen 'ev'de kaldım...
Gerçi bizim Mimar Metin Öngünşen; "Sevgili Hasan Eser sana Papaz büyüsü yapmış olabilirler" diyerek, benimle matrak geçiyor ama... Kendisinin de bekar olduğunu unutuyor sanırım...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.