DEMOKRATİK ÖZERKLİĞE DİYARBAKIR
Erol Maraşlı / Ege Hakimiyet Gazetesi Köşe Yazarı
18 Şubat 2014 Salı 18:38
KÜRDİSTAN SINIRINI ÇİZMEDEN DEMOKRATİK ÖZERKLİĞE DİYARBAKIR
Erol Maraşlı / Ege Hakimiyet Gazetesi Köşe Yazarı
Hiç birbirimizi aldatmayalım: Hadeplisi,DTP’lisi,BDP’lisi,KCK’lısı,PKK’lısı ve de Kürtçüsü’nün gönlünde yatan “Bağımsız,Özerk Kürdistandır!” Adamlar bunu taaa Osmanlı topraklarının arenadaki gibi batılı emperyalistlerinin önüne atıldığı yıllardan başlayarak söylüyorlar ama ne hikmetse devletim de milletim de bunu bir türlü anlamıyor, ya da anlamak istemiyor…
Kürt Teali Cemiyeti parçalanan Osmanlı Topraklarından pay almak amacıyla kurulmuştur. İşte bu yüzden başta Ermeniler olmak üzere, İngilizlerle, Fransızlarla, Ruslarla işbirliği içindedirler… Büyük Türk şairi ve yazarı olarak anlatılan Süleyman Nazif/ Diyarbakırlıdır… Tıpkı Türkçülüğün Esaslarını yazan büyük Türkçü Ziya Göaklp gibi…
Süleyman Nazif ;Servet-i Fünun edebiyat akımının içindedir /’Bediüzzaman Said Nursî ye “Bak Osmanlı parçalanıyor… sende Kürtsün! Gel birleşelim bizde bir kürt devleti kuralım!” der ama büyük alimden nasihat gibi şu cevabı alır: “ Bin yıldır İslam'a hizmet etmiş bir milletin torunlarına kılıç çekmek haramdır ..Bu milleti Türkler idare ediyor, bundan böylede Türkler idare edecek! Bunlar yanlış şeyler. Vazgeçin bundan. Müslüman bir ülkede yaşayan insanla arasında azınlık-çoğunluk ayırımı asla yapılamaz. Bu ayırım Müslümanlar için değil , ancak gayr-ı müslimler, mesela Ermeniler açısından mümkün ve geçerlidir. Asırlarca ilây-ı kelimetullah uğruna cihadda beraber olmuş Müslüman Anadolu halkı için geçerli değildir.”
Ama kurtuluş savaşı yılları ve daha sonraları Kürtçüler bu bölücülük emellerinden vazgeçmediler tıpkı bugünküler gibi.
2009 seçimlerinden sonra Pervin Buldan / Türkiye Büyük Millet Meclisinde Türk milletvekili olarak pasaport aldı, maaş aldı. Kocası Savaş Buldan’ın PKK’nın finansörü olduğu söylendi/ partisinin kazandığı belediye sınırlarını göstererek “ Kürdistanın sınırlarını çizdik” demişti. Hadep,DTP,BTP, liler ve Kürtçü terör örgütleri her konuşmalarında o bölgeye “Kürdistan” demişler, Diyarbakır’ın da adını değiştirerek Amed diye lanse ettiler.
Dün de Selahattin Demirtaş “ Demokratik Özgürlükten “ bahsetti: ne demek bu?
Başkenti Amed/ Diyarbakır olacak bir Kürdistan bölgesinin demokratik yoldan (!) özgürlüğü demek.
İranda isyan sonucu İngiltere ve Rusya tarafından 1946 da kur/dur/ulan Mahabad/ Kürt Cumhuriyeti(!) adlı kukla Özerk devlet de böyle kuruldu ama sonu hüsran oldu.
BDP’li milletvekilleri Diyarbakır/Diyabekir adının Amid olarak değiştirilmesi için yasa teklifi vereceklermiş. Meclisten geçmez ama bunu bahane ederek bazı şeyler yapabilirlermi?
Maksat üzüm yemek değilse; her şey olur!
Ne ise gelelim Diyarbakır/Diyarbekir’in Kürtlüğüne : önce şunu bilmeleri lazım Amid kelimesi Kürtçe değildir.Çünkü bu bölgeye Türkler ve Kürtler gelmeden önce burada başkaları yaşıyordu ve bu kentin adı ta o zaman Amid-Amida-Amidi adıyla anılıyordu. Bu kelimenin Arami kökenli olması muhtemel. Bizans kaynaklarında MÖ 5.YY’da Amid adıyla anılan bu şehir Bizanslarındır. Amid’de Grekçe, Ermenice, Süryanice ve Aramice kullanılıyor.MÖ 4 YY’da İskender burayı Makedon krallığına kattı.
MS. 7 nci yüzyılda Müslüman arap kumandan Bekir bin Vail’in kabilesi buraya yerleştirilince şehrin adı Diyar-ı Bekir olarak anılmaya başlandı. 990 yılında ise Mervaniler hakim oldular. Mervaniler ise Türk Selçuklu imparatorluğuna bağlıydılar. Bu tarihten sonra Diyar-ı Bekir Türklerin elindedir. Selahaddin Eyyubi 1183 de burayı alarak Artukoğulları adlı Türk beyi Nurettin’e vermiştir. Artukluların başkenti Mardindir. 1259 da şehir bir Türk devleti olan İlhanlıların eline geçti ama İlhanlılar şehri tekrar Artukoğullarına bıraktılar. 1401 de yine bir Türk İmparatoru olan Timur bölgeyi alarak Akkoyunlulara verdi. Buraya birçok Türk boyu yerleştirildi.Karayülük Osman beğ burayı başkent yaptı. Yani bir Türk devletinin başkenti oldu. Daha sonra Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan başkenti Tebriz’e taşıdı.1500 lü yıllarda bölge halkının Türklerden teşekkül ettiğini tarihler yazıyor. 1515 de Türk hakanı Yavuz Sultan Selim han bölgeyi Osmanlı Topraklarına kattı. O günden beri adı Diyarbakır olan bu şehir Türklerindir.
İran etkisinde kalan Türkmenler,Akkoyunlular,Artuklular, Avşarlar, Lek’ler, Suvarlar ve daha birçok Türk oymakları dillerini kaybederek Kürtçe konuşmaya başlamışlardır. Mesela Osmanlı devletinin kuruluşunda ana unsurlardan olan Karakeçili Türkleri Urfa’da Kürtçe, Bilecik’te Türkçe konuşmaktalar. Suvar Türkleri de Romanya da Türkçe ve Romence, Adıyaman ve Urfa da Kürtçe konuşmaktalar.
Kürtçüler; Rus ve İngiliz kürtologlarının zorlaması ile devletsiz bir kürt milleti yaratma yoluna gitmişler ve zaman zaman özbeöz Türk olan bu insanları isyanlarda kullanmışlardır. ,
Kısacası Kürtlerle Türkler bir ağacın dallarıdır.
Zaten Yenisey Anıtlarında/Türk anıtlarıdır/ Kürt ve Türk beğ’lerine hitap edilir.
Bin yıldır iç içe yaşayan evlilik bağları kuran bu insanları nasıl ayırabilirsiniz?
Ayırmaya Kürtçülerin de gücü yetmeyecektir
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.