03 Aralık 2024
  • İzmir12°C
  • Manisa11°C
  • Balıkesir9°C
  • Çanakkale11°C

KÖSEM SULTAN...

Hasan Eser / Yeni Vizyon Gazetesi / Aliağa Haber / Foça Haber / Dikili Haber / Bergama Haber / Karşıyaka Haber/ Menemen Haber / İzmir / Daha ilk bölümden milyonları ekran başına kilitleyen ‘Muhteşem Yüzyıl Kösem’ isimli televizyon dizisi reytingleri alt

Kösem Sultan...

18 Kasım 2015 Çarşamba 15:11

MUHTEŞEM YÜZYIL KÖSEM SULTAN 
Hasan Eser / Yeni Vizyon Gazetesi 
Daha ilk bölümden milyonları ekran başına kilitleyen ‘Muhteşem Yüzyıl Kösem’ isimli televizyon dizisi reytingleri alt üst edeceğe benziyor. 
 
Heyecanla izlenen ilk bölümün ardından Osmanlı dönemine olan ilgimi bilen dostlarım beni soru yağmuruna tuttu.
 
 

Malum bu tür diziler bir taraftan eleştiri oklarına hedef olurken, diğer taraftan da toplumun tarihe olan merakını arttırıyor. 

Bahse girerim; son bir haftada ‘Kösem Sultan’ Google arama motorunda en çok aranan konuların başındadır.

Sürekli okurlarımın tahmin edeceği üzere dizinin ilk bölümünü bende herkes gibi büyük bir heyecanla izledim.  

Uzun bir süredir merakla beklenen dizinin ilk bölümünde; Sultan I. Ahmed'in tahta çıkış süreci çok hızlı bir şekilde aktarıldı seyirciye... 

İlk bölüm için özellikle de sosyal medya üzerinden yapılan yorumlardan yola çıkarak; seyircinin birçok konuda kafasının karıştığını söyleyebiliriz. 

Bu durumu doğal karşılamak elzemdir. Bir önceki dizinin uzun bir süre etkisinde kalan toplum 'Hürrem Sultan'  tartışmalarından henüz  kurtulmuşken, yeni bir merak ve polemik konusu olmaya aday Kösem Sultan ile tanıştı. 

"Muhteşem Yüzyıl'ın dolayısıyla Hürrem'in yerini hiç kimse dolduramaz” diyerek,  'Kösem Sultan' dizisine çok fazla şans vermeyenler yanıldılar. Güçlü oyuncu kadrosu ile dikkat çeken bu yeni dizi, gerçek yaşamdan esinlenerek ele alınan konusuyla ilgi topladı ve büyük merak uyandırdı. ‘Kösem Sultan' diziye şans tanımayanları tabir yerindeyse ters köşeye yatırdı. 

Yakın tarihimizde  Hürrem Sultan  kadar  popüler olmasa da; 'Mahpeyker Kösem Sultan’da tarihe damga vurmuş, son derece dikkate şayan bir isimdir.

Dolayısıyla  'Kösem Sultan' isimli bu yeni televizyon  dizimizin her ne kadar  belgesel niteliği taşımadığı iddia edilse de;  toplumun tarihine olan bilincini artırmak adına önemli bir misyon üstlendiğini düşünenler arasındayım.

Bunun içindir ki dizinin senaristleri Kanuni dönemine ithafen yapılan ‘Muhteşem Yüzyıl’ın bazı bölümlerinde olduğu gibi bir takım saçmalıklara imza atmaktan imtina göstermelidir.

Tarihin akışına en azından ana hatlarıyla da olsa sadık kalınmalıdır.

Geçmişte Osmanlı’yı kötülemek amacıyla yabancı yazarlar tarafından kaleme alınmış iftira niteliğinde ki bilgiler kaynak kabul edilmemelidir.

Başta Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil gibi çok değerli hocalarımızın engin bilgilerinden mutlaka yararlanılmalıdır. 

Yani Kösem Sultan,  ‘Muhteşem Yüzyıl’daki Hürrem Sultan örneğinde olduğu gibi reyting uğruna kurban edilmemelidir.

‘Padişahlar niçin genelde yabancı kadınlar ile evlenmişler ki?’ sorusundan yola çıkarak; Osmanlının birçok kıymetli hanım sultanına ön yargıyla yaklaşan bir toplum olduğumuz göz önünde bulundurulmalı ve  ecdadımızın  aziz hatıralarına saygıda zinhar kusur edilmemelidir. (sorunun yanıtı başka bir yazı konusudur)
Hülasa söylemek istediğim şey; kaş yaparken göz çıkarılmamalıdır. Deyim yerindeyse Sezar'ın hakkı Sezar'a  teslim edilmelidir.  

Belki birileri adına hiçbir anlam ifade etmeyebilir. Lakin bu ülkede ecdadına saygı duyan insanların sayısı, duymayanların sayısından çok daha  fazladır.

Bunun en büyük göstergesi de; Osmanlı’yı konu alan yapıtların kırdığı reyting rekorlarıdır.

Şimdi böylesine uzun bir girizgâhtan sonra yazımızın başına dönelim. Öncelikle bilgime başvuran dostlarıma gösterdikleri tevazu için müteşekkirim. Ama ne yazık ki ben bir akademisyen ya da tarihçi değilim! Sadece Osmanlı tarihine merak duyan, naçizane bir okurum.

Eski Muhteşem Yüzyıl dizisine yönelik kaleme aldığım birçok  köşe yazımda da belirttiğim gibi; Osmanlı tarihi denilince çok kıymetli, saygıdeğer, sevgili hocamız Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil’i amiyane tabirle söylemek gerekirse; tek geçerim.

Sıkı bir okuru olarak; kişisel kütüphanemde Ahmet Şimşirgil hocamızın birçok kitabına sahibim. 

İşte o kitaplardan birinde de;  özellikle bugünlerde merak konusu olan Kösem Sultan’a dair çok önemli ve özel bilgiler yer alıyor.‘Osmanlı’nın Sır Dünyası’ sloganıyla Ahmet Hocamızın kaleme aldığı ‘Valide Sultanlar ve Harem’  isimli kitabı,  okurun son satırına kadar elinden hiç bırakmak istemeyeceği lezzette, çok  kıymetli bir eserdir. Mutlaka okumanızı ve bugüne kadar hep ön yargıyla yaklaştığınız Osmanlı’nın Hanım Sultanlarını gerçek anlamda tanımanızı tavsiye ederim.

Bu noktada Sayın Ahmet Şimşirgil’in   ‘Valide Sultanlar ve Harem’  isimli kitabının  160 ile 170’inci sayfalarından ediğinim bilgiler ışığında;  dikkate şayan bulduğum Kösem Sultan ile ilgili  birkaç anekdotu ana başlıklarıyla  sizlerle paylaşmadan geçemeyeceğim.

-  Mahpeyker Kösem Valide Sultan,  I.Ahmed,  I. Mustafa, II. Osman,  IV. Murad ve İbrahim Han gibi beş Padişah döneminde aktif rol almış bir isimdir. Tarihte 5  ayrı padişah dönemini gören bir hanım sultan daha yoktur.

-  I. Ahmed Han’ın eşi,  IV. Murad’ın ve Sultan İbrahim’in validesi olan Kösem Sultan 2 Evladının saltanatını gören ilk Valide sultandır.  
-  I. Ahmed Han’ın hasekisi olan Kösem Sultan, eşinin erken ölümü nedeniyle Topkapı Sarayı’ndan Eski Saray’a sürgün edildi ve I. Mustafa ve II. Osman dönemlerinde 6 yıl burada ikamet etmek zorunda kaldı.

-  Kösem Sultan 10 Eylül 1623 tarihinde Oğlu IV. Murad’ın tahta çıkışı ile Topkapı Sarayı’na geri dönerek,  yaşamının sonuna kadar burada kalmaya muvaffak oldu.

-   II. Osman Han’ın şehadeti, I. Mustafa Han zamanında vuku bulan anarşik olaylar ve IV. Murad Han’ın çok küçük yaşta tahta çıkması gibi olayların vuku bulduğu, yani yönetimin güçleştiği ve devlet düzeninin ciddi bir şekilde sarsıldığı bir dönemde Mahpeyker Kösem Sultan, naibe-i saltanat (Padişah’ın vekili) olarak ateşten gömlek misali devlet yönetiminde çok önemli bir misyon üstlendi.

-   “…IV. Murad Han’ın kardeşlerini ortadan kaldırdığı devrede Şehzade İbrahim’in öldürülmesini emretmesine rağmen Kösem Sultan’ın gayretleri sayesinde oğlunu bu fikirden vazgeçirerek Osmanoğulları’nın devamını sağladı. Şayet Kösem Sultan’ın bu gayretleri olmasaydı, Osmanlı Devleti IV. Murad’ın 1640 tarihindeki ölümüyle fevkalade bir dağılma sürecinin sonunda, çok kısa bir zaman zarfında ortadan kalkabilirdi.” 

“…İstanbul’da neredeyse ölümüne ağlamayan kişi kalmamıştı. Zira bu büyük şehirde onun iyiliğini görmeyen insan kalmamıştı. Dizi ve filmlerde ihtiraslı, hırslı, makam sevdalısı bir kadın olarak gösterilen ve zihinlere işlenen bu kadının hayatı aslında hayır, hasenat, iyilik, zorda kalanlara yardım etmekle geçmişti. Çocuk padişahlar döneminde devletin üzerinde koruyucu kanatları hep var olmuştu” 

“…Mahpeyker Kösem Valide Sultan, hüsn-i cemali, aklı ve zekâsı, hayrat ve hasenatıyla meşhur ve saliha bir valide sultandı. Edindiği servetlerin tamamını İstanbul’da ve taşrada hayır eserleri yaparak harcadı. Zaman zaman güvendiği adamlarına şehirdeki yoksul ve garipleri tespit ettirirdi. Ardından kendisi tebdil-i kıyafet şehre çıkar ve önceden tespit ettirdiği yoksullara zekât ve sadakalar dağıtırdı. Her yıl Recep ayında yine tebdil-i kıyafet saraydan çıkıp, katiller hariç hapishanelerdeki suçluların borçlarını ya da suçlarının karşılığı tazminatlarını ödeyip, onların serbest kalması ile bizzat ilgilenirdi.” 

“…Mahpeyker Kösem Valide Sultan’ın yaptırdığı hayır eserleri de sayısızdır. Üsküdar’da yaptırdığı Çinili Külliyesi, IV. Murad Han ve Sultan İbrahim devrinde yapılan tek selatîn eser olma özelliğine sahiptir. Çinili Külliyesi cami, mektep, çeşme, darülhadis, mahfil-i hümâyûn ve çifte hamamdan meydana gelen oldukça büyük bir külliye olarak inşa edilmiştir. Çinili Camii Külliyesi, Haliç’i Boğaz’ı, Marmara’yı kuşbakışı gören bir tepenin yamacına kurulmuştur. Evliya Çelebi eserinde caminin adını, “Kösem Valide Sultan Camii” olarak zikretmektedir. Külliye, Sultan IV. Murad’ın hassa baş mimarı Kasım Ağa tarafından inşa edilmiştir (1640). Çinili Camii, kare planlı ve tek kubbelidir. Caminin düzgün kesme küfeki taşından yapılmış olan tek minaresi, yapının kuzeybatı köşesine dışa taşkın olarak yerleştirilmiştir.” 

Aliağa Haber / Foça Haber / Dikili Haber / Bergama Haber / Karşıyaka Haber/ Menemen Haber / İzmir 

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.