NAMAZDA HUŞU; BİR HİPNOZ DURUMUDUR

NAMAZDA HUŞU; BİR HİPNOZ DURUMUDUR

Bazı din adamları, ibadetler sırasında yaşanan ve ‘huşu’ kavramıyla açıklanan yüksek konsantrasyon durumunun ‘trans’ olmadığını söylüyor. Buna karşılık, birçok uzman, tıp adamı da huşu durumunun tam anlamıyla ‘trans hali’ olduğunu savunuyor.

Uzman Klinik Psikolog Mehmet Başkak, ideal bir ibadet için transın yani hipnozun şart olduğunu söyleyenlerden. Aynı zamanda Hipnoz Uzmanı olan Uzman Klinik Psikolog Mehmet Başkak, sadece İslamiyet değil diğer dinlerde de ibadetler sırasında yaşanan huşunun bir hipnoz durumu olduğunu ifade ediyor.

HALELUYA… HALELUYA…

Uzman Klinik Psikolog Mehmet Başkak, ‘huşu’nun aslında trans olduğunu şöyle açıklıyor:

“Özellikle ağır olabilecek bazı ibadetler için ritim, müzik, gibi yardımcı unsurlar kullanırlar. Sürekli tekrar, beynin hipnoz durumuna geçmesinin anahtarlarından biridir. Bir kelimeyi sürekli tekrar ederseniz bir süre sonra modunuz değişir ya da sizi dinleyenin modu değişir. Hıristiyan bir ayin grubunda sürekli -Tanrı’ya şükür anlamına gelen- “Haleluya” (Hallelujah) sözü belli bir tempoyla telaffuz edilirse bir süre sonra grubun zihinsel durumu değişecek ve transa geçecektir.

OM MANİ PADME HUM… HU ALLAH…

Bir Budist, “Om mani padme hum” gibi bir mantrayı belli bir ritimle söyleyerek zikrettiğinde bir süre sonra zihin transa geçecektir.

Bir Mevlevi ayininde, dervişin, semazenin o kadar uzun süre dengesini bozmadan  dönebilmesinde tekrar edilen müzik ve ritim yardımıyla zihnin trans durumuna geçmesinin ilgisi vardır.

ŞİŞ SOKSANIZ DUYMAZ

Bir zikir meclisinde “Hu Allah” lafzını sürekli aynı ritim ve tempoyla tekrar eden bir Rufai dervişin yanağına şiş saplamasına rağmen ağrısını duymamasının beynin trans durumuyla direkt ilgisi vardır. Geleneksel öğreti içerisinde uygulanan ve ibadet manası içeren bu tür uygulamalarda kişiler ritüellerin doğal bir sonucu olarak transa girmekte ve izahı zor birtakım fenomenler gözlenmektedir. Ve bu tam bir trans durumudur aslında. Bununla birlikte, geleneksel tarikat kültüründe bu hal, “cezbe/kendinden geçiş” olarak adlandırılır. Cezbeye gelmiş kişi dışarıdaki her şeyden dikkatini uzaklaştırmış, inancıyla imanıyla ilgili bir niyete/hedefe odaklanmıştır. Bu, teknik anlamda bir hipnoz durumudur.

HAZRETİ ALİ VE OTOTRANS

Aynı hal namazda olması gerektiği ifade edilen “huşu” kavramı için de geçerlidir. Hatta İslam tarihinde bunu örnekleyen harika bir olay vardır. Hz. Ali (r.a) savaşta yaralanır, aşil tendonuna (topuğuna) bir ok saplanmıştır. Oku çıkartmak isterler fakat Hz. Ali büyük bir acı duyar Bunun üzerine Hz. Ali “Ben namaza durayım, öyle çıkartın” der. Ve ancak namaza durduktan sonra en ufak bir sorun olmadan oku çıkartmayı başarırlar.

Burada Hz. Ali gibi büyük bir Allah dostundan bahsediyoruz. Namazın nasıl bir hal ile eda edileceğini çok iyi bilenlerdendir. Bu vakada anlatılan hal ise, günümüz ifadesiyle bir ototrans durumdur. Fakat buradaki trans; niyetin Allah’a olağanüstü bir konsantrasyonla yönelmesiyle şeklini ve muhtevasını bulur.

Hz. Ali’nin Allah’a yüzde yüz konsantrasyon ve motivasyonla yönelerek namazını eda etmesi, dışardaki her şeyi önemsizleştiren ve dışarıda bırakan bir trans durumudur ki, “huşu” kelimesiyle ifade edilen ibadet hali için mükemmel bir örnektir.

İDEAL BİR İBADET İÇİN HİPNOZ

Günlük yaşamda birçok alanda var olan ve yaşamı kolaylaştırmamızı sağlayan beynin bu hipnoz/trans hali, bir inananın kendini ibadetine tamamen vermesinin olmazsa olmaz şartıdır. Ve bu “huşu” hali ya da yüksek konsantrasyon ve motivasyonun günümüz hipnoz bilimindeki teknik karşılığı ototrans/otohipnozdur. Hangi dinden olursa olsun bunun tekniğini öğrenenler, ibadetlerini daha yüksek bir konsantrasyonla eda ederler.

RAMAZAN’DA TRANSA GİRİYORUZ

Örneğin Ramazan ayında olduğumuz şu günlerde, insanların çok uzun bir süre aç ve susuz kalabilmesinin, beynin trans durumuyla ilgisi var. Bu, inancın gücüyle tetiklenen bir trans durumudur. Bu trans durumuyla yemek, içmek önemsizleşir ve kişiler bundan huzur ve keyif duyar. Yılın 11 ayı sigarasız yapamayan bir tiryaki Ramazan’da iftara kadar her şeyi unutur.” / EGE BASIN GRUBU