SENİ VEKİL YAPTIRMAYACAĞIZ ÇAKİ BEBEK...
Hasan Eser / Yeni Vizyon Gazetesi / Aliağa Haber / Foça Haber / Dikili Haber / Bergama Haber / Karşıyaka Haber/ Menemen Haber / İzmir / Ne olduysa 7 Haziran’dan sonra oldu. Ülkemizin üzerine kara bulutlar çöktü… Huzurlu ve neşeli günler yerini kasvetli g
12 Ekim 2015 Pazartesi 13:07
Ne yalan söyleyeyim; radyo dinlemekten, televizyon açmaktan, İnternet'e girmekten, gazete okumaktan adeta korkar olduk bu son dönemde...
Lakin gün geçmiyor ki kötü bir haber daha almayalım…
Bir tarafta; hain terör saldırılarında şehit düşen vatan evlatları, sakat kalan gaziler, ölen masum insanlar, yarım kalan hayatlar, yetim kalan çocuklar, eşsiz kalan eşler, ağlayan analar, sönen ocaklar ve giderek prestij kaybeden ülkemiz…
Diğer tarafta; yaşanan acılardan oy devşirmeye çalışanlar, toplumsal felaketleri kendilerine siyasi malzeme yapanlar, akan kandan ve gözyaşından beslenenler…
Lanet olsun hepinizin siyasetine… Eğer siyaset ve demokrasi dedikleri buysa eksik olsun böyle bir düzen…
Allah aşkına bırakın artık birbirinizi suçlamayı, bırakın artık felaketler üzerinden siyaset yapmayı, bırakın artık toplumu ayrıştırmayı, bırakın artık takiye yapmayı…
Özellikle de takiye siyaseti yapan sözde bir siyasi partinin politikalarını hayretler içinde gözlemliyorum.
Şimdide gözlemlerimden yola çıkarak o sözde partinin bebek yüzlü liderine buradan sormak istiyorum!
Tıpkı şanlı ecdadı gibi hoşgörüyü ve bağışlamayı her daim kendisine şiar edinen yüce Türkiye Cumhuriyeti Devleti 30 yıldır süre gelen hainliklerinize sünger çekecek, size zeytin dalı uzatacak, sizde fırsattan istifade istediğiniz her hakkı alacaksınız, ülkenin bölünmez bütünlüğü çerçevesinde her istediğiniz olacak, yetmeyecek TBMM’de 80 sandalye ile milleti temsil etme hakkınız da olacak, ama siz yine nankörlük yapmaktan geri durmayacaksınız öyle mi?
‘Barış istiyoruz’ adı altında savaşa davetiye çıkaracaksınız, kardeşi kardeşe düşman etmek için her türlü Ali Cengiz oyununu oynayacaksınız, ülkede çıkan her yangının üzerine körükle gideceksiniz, halkın özgür iradesiyle seçtiği Cumhurbaşkanı’na, Başbakanı’na her fırsatta hakaret edeceksiniz, uzantınız olan terör örgütünün yaptıklarını ‘Özgürlük Mücadelesi’ olarak nitelendireceksiniz, ama diğer taraftan da Devlet’in teröristlere yaptığı operasyonları kınayacaksınız. Yani hem suçlu olacaksınız, hem güçlü…
Allah aşkına, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?
Boşuna dememiş atalarımız; ‘Yavuz hırsız, ev sahibini bastırır’ diye…
Zeytinyağı gibi su üstüne çıkma konusunda oldukça mahir olan yavuz siyasetçi Ankara'nın göbeğinde 95 cana mal olan vahşi terör eylemi sonrasında da Devlet’i suçladı.
Ülkemizin son dönemde büyük bir istihbarat zafiyeti yaşadığı söylenebilir, Devlet’i yöneten siyasi iradenin bu ve buna benzer olaylar karşısında ne kadar sorumlu davrandığı tartışa bilinir ve özellikle de son yaşanan menfur olay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bazı dış güçlere yaptığı sert çıkışların bedeli olarak da yorumlanabilir.
Bir zamanlar Amerika’yı kalbinden vuran Japonların ‘Pearl Harbor’ saldırısı misali…
Eğer başkentimiz de bile saldırıya uğrayabiliyorsak elbette sözün bittiği yerdeyiz. Bu konuda Nasrettin Hoca’nın ‘ Yahu hırsızın hiç mi suçu yok’ dediği gibi bir savunma yapamayız. Çünkü 95 masum insan bu ülkenin en güvenilir şehrinde saldırıya uğrayıp canından oluyorsa, bunun bahanesi de olmaz, savunması da…
Ancak, Cumhuriyet tarihinin en kanlı saldırısını ‘Katilsiniz’ diyerek, Devleti yönetenlere ihale etmeye çalışmak doğru değildir.
Ayrıca Ankara katliamının altından başka örgütlerin çıkma ihtimali, ne kendisini masum gibi göstermeye çalışan PKK’yı ne de onun siyasi uzantısını temize çıkarmaz!
Çünkü Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ şiarıyla kurulan Türkiye Cumhuriyeti rejimine 30 yıldır karşı gelenler, kalleşçe ve haince saldıranlar, on binlerce vatan evladını toprağa düşürenler, ülkemizin hemen her alanda büyümesine ve kalkınmasına engel olanlar ne yazık ki kendilerinden başkası değildir.
Toplumsal hassasiyet açısından çok büyük önem taşıyan Ankara katliamı sonrasında iftira niteliğinde ifadeler kullanarak Devletimizi suçlayanlara karşı birileri de çıkıp; “1 Kasım’da baraj altında kalmamak için kendi kendinizi vurduğunuzu, toplum nezdinde mağdur durumuna düşmeye çalıştığınızı düşünüyorum” şeklinde yorumlar yapsa acaba çok mu doğru olur? ( Asla olmaz! )
Hazır yeri gelmişken Ankara katliamı sonrasında en akil açıklamayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı söyleniyor.
Aynı Kılıçdaroğlu, Ankara katliamından sonra ; “Terörü bitirme konusunda açık çek veriyorum” diyerek, birlikte hareket etme çağrısında bulunuyor.
Yahu sormazlar mı adama, “Bugüne kadar aklın neredeydi be kardeşim ?” diye…
Neyse… Ben yine de hassasiyetinden ötürü Sayın Kılıçdaroğlu’nu yürekten kutluyorum. Çünkü yanlışlıkta ısrar etmemek, hataları görmekte büyük bir erdemliktir. Zira mesele CHP, AKP, MHP meselesi değil, Türkiye’nin meselesidir. Bu konuda iktidarda hangi parti olursa olsun, muhalefette ki partilerin sorunun kesin çözümü noktasında kayıtsız, şartsız destek vermesi elzemdir.
Son söz: Seni 1 Kasım'da Vekil Yaptırmayacağız Çaki Bebek…
Aliağa Haber / Foça Haber / Dikili Haber / Bergama Haber / Karşıyaka Haber/ Menemen Haber / İzmir
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.