ŞENOL GÖK YAZDI DEJAVU
ŞENOL GÖK ÜŞENMEDİ YAZDI / DEJAVU KARDEŞİM DEJAVU malum kış Uyuyordum. telefonum acı acı çaldı Telefondaki ses – gelmiyor musun Bendeniz her telefon çalışında “eşeği düğüne çağırmışlar ya odun eksiktir ya su” özdeyişini hatırlayarak açtığım için
23 Şubat 2012 Perşembe 23:07
ŞENOL GÖK ÜŞENMEDİ YAZDI / DEJAVU KARDEŞİM DEJAVU
malum kış Uyuyordum.
telefonum acı acı çaldı
Telefondaki ses – gelmiyor musun
Bendeniz her telefon çalışında “eşeği düğüne çağırmışlar ya odun eksiktir ya su” özdeyişini hatırlayarak açtığım için
-hangi düğüne abi dedim.
Ömer Cihat Akay geldi seni bekliyoruz dedi.
Siz başlayın desem de yemedi
Çaresiz gittim.
Beş bin üyesi olduğunu iddia eden ve 426 delegesi olan kadın kolları yönetim kademesi, gençlik kolları yönetim kademesi, ve ilçe yeni yönetimi herkes orda
Günler öncesinden mail ve cep telefonları mesajı ile çağrılanlara bakarsak
Düğüne ilgi yok
Millet nerde yahu dedim
Millet bu dediler
Hocanın kedi ciğer hesabı gibi
Millet burada ise yönetim nerde
İl başkanın geliyor kardeşim takan yok gelen yok.
Gelenlerde görünüp sıyırıyor.
Kazım ulaş ve sırası ile konuşulanları dinlerken gelenlerin gözlerine bakıyorum çoğunluk boş bakıyor hani biri sözünü kesip imtihan için sorsa
-az önce ne dedim dese vallahi her kafadan ayrı ses çıkacak
İl başkanının ziyaret toplantısına 50-60 kişi gelmiş
Gözlemlerime devam ediyorum yeni uyandığım için kafam ayık ve şekerim normal
Herkes bitse de gitsek modunda…
Hadi Ömer Cihat Akay’ı anlıyorum. Sabah foça, öğlen Aliağa, Akşam menemen, programı yoğun…
zaten gittiği her yerde aynı şeyleri söylemek yorar insanı
Ha yönetim kademesinde bazı arkadaşların da cep telefonunda ne oyunu oynadığını buradan yazmayayım…
Toplantıda Neler konuşuldu buradan anlatmayayım zaten haberini yapacağım için okursunuz.
Kazım ulaş yönetiminin yenilenmiş kadrosu ile Aliağa’da yerel seçimleri alacaklarını söylediler.
Bir de üye sayısını da seçmen sayısının %15’ine çıkaracaklarını iddia ettiler.
Gerekçelerinden birincisi, Ankara’da yapılan toplantıda üye sayıları değerlendirilirken sıra İzmir Üye sayılarına bakıldığında Ömer Cahit Akay’ın boynu bükülmesin
ve ikincisi “en sonda olmayalım dikkat çekiyoruz ortalarda olalım kelleyi koruyalım” isimli Türk savaş taktiğinin hayata geçirilmesi çalışmasıdır.
Yıllar yorgun ben yorgun görünümünde Kazım Ulaş anlatıyor.
En çok üye yapana lüks otelde beş yıldızlı tatil,
İkinciye dolmuş turu ardından metro ile seyahat,
üçüncüye bilmem ne hediye edeceklermiş…
Gülmemek için zor tutuyorum kendimi, meslek büyüğümüz “al basina derdalus” beni abi modunda uyarıyor, “sakız çiğneme”, “sırıtma”, “önüme geçme ebelerim”
Aha o anda Kazım Ulaş su verin gibi bir hareket yaptı.
Bende içimden “ben oduna geldim suyu başkası versin” dedim
Konuşmaktan dili kuruyan Ulaş’ı daha dikkatli dinlemeye başladım.
Çünkü dili kuruyacak kadar konuşan birisi önemli bir şey anlatıyor demektir.
Yanılmışım…
Herhalde ulaş’ın sigara içme krizi tuttu ondandır dedim.
Neyse uzamayalım kazım ulaş Aliağa yerel seçimlerini nasıl kazanacakları mucizesini açıkladı.
Ardından sözü alan Ömer Cahit Akayda, “ ya kazım soğanın bütün cücüklerini sen yedin bize yapacak bişi bırakmadın deyince…
toplantının ehemmiyetini en önce anlayan birisi olarak, al basina derdalus’a abi ben sıyırıyorum dedim.
Bana geleli beş dakika olduğunu il başkanı konuşurken sıyırmanın ayıp olacağını söylerker, birden kulağımın deliğine kadar çok ince bir ses ile “Fermuarını Kapat” dedi.
malum kış Uyuyordum …
Aceleye gelince nereni kapatırsan kapat bir yer açık kalıyor yani…
Gören varsa “yanlış anlaşılmasın bir kasıt yok!
Ömer Cahit Akay’ın önünden ses kayıt cihazlarını alıp nasıl sıyıracağımın hesabını yaparken,
al basina derdalus’un ilerlemiş yaşına rağmen küçük delikleri nasıl gördüğünü irdelerken,
“dost başa, düşman ayağa bakar” atasözünden yola çıkarak “ortaya bakan al basina derdalus’un” dost mu düşman mı olduğunun terazisine bakıyordum.
Kafamı Kaldırdım al basina derdalus ile göz göze geldim teybi almaya gidersen benimkini de al dedi.
Benim pilim bitti dedi
Duyduğum cümleler karşısında “ulan bu inbe ne demek istiyor derken sağımdaki melek yanlış anlamanın doğrusunu kısaca anlattı.
Tamam abi dedim.
Bak dedi gidip bu haberi hemen yapma bu saatten sonra “çük kadar girer” yarına bırakalım dedi.
Bende haber meraklısı olmadığım için tamam abi dedim
merdivenlerden inerken, ulan al basina derdalus bir tökezlense amma görüntülü fotolu haber olur diye içimden geçirirken toplantıdan çıkan dersin çalışmasını aklıma “save as” etmek üzere dosyanın adın kaydettim
“dejavu”
Bu yazıyı aklımdan yazıya geçirirken de o şarkıyı dinliyorum yani
Sözleri ne kadar anlamlıymış meğerse…
DEJAVU / Berkay
Bu zincirin halkası kırıldı yavaş. yavaş
Yok mu yarını arkası
Sürer mi soğuk savaş
Bunu da kaldıramaz yüreğim
Şimdi işin yoksa uğraş
Bence salla bundan sonra,
Ne fark eder o yada bu..
Hep aynı sahne hep aynı perde
Sanki aşk dejavu bu
Bu zincirin halkası kırıldı yavaş yavaş
Yok mu yarını arkası
Sürer mi soğuk savaş
Bunu da kaldıramaz yüreğim
Şimdi işin yoksa uğraş
Bence salla bundan sonra
Ne fark eder o yada bu
Hep aynı sahne hep aynı perde
Sanki aşk dejavu bu
Evet gelelim şimdi bu yazının sayın başbakan Recep Tayyib Erdoğan’ın okuyacağı bölümü kaleme almaya
Sayın başbakanım,
Yılların yorduğu ve hevessiz bıraktığı Ak parti Aliağa ilçe başkanı kazım Ulaş ile yola devam kararının nasıl yanlış olduğunu her toplantıda gözlemlemekteyim. Aynı coşkusuzluğu bugün İzmir il başkanı Ömer cihat Akay’ın vücut dilinde de görmüş oldum.
Umarım Aliağa’da yapılan hatayı İzmir’de tekrarlamazsınız. Her iki kişiden birinin oyunu alan kişinin Recep Tayyib Erdoğan Olduğu düşüncemi bir kez daha yenilerken…
“Recep Tayyib Erdoğan varsa Ak parti var. Yoksa vay o Ak parti’nin haline… “
Not: Şimdi diyecekseniz ki Ankara’dan bakılınca görünmeyen Aliağa’nın kıytırık bir gazetecisinin yazdığını Başbakan Recep Tayyib Erdoğan okur mu…
Okur okur merak Etmeyin… O yüzden var zaten…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.