24 Kasım 2024
  • İzmir10°C
  • Manisa9°C
  • Balıkesir7°C
  • Çanakkale8°C

SESSİZCE GELEN KALP HASTALIKLARINDAN KORUNUN

Aliağa Haber / Foça Haber / Dikili Haber / Bergama Haber / Karşıyaka Haber/ Menemen Haber / İzmir / Dünyada her yıl 17 milyon kişi kalp rahatsızlıkları nedeniyle hayatını kaybediyor. Düzenli olarak yapılan sağlık taramaları, hiçbir belirti vermeden sessi

Sessizce Gelen Kalp Hastalıklarından Korunun

17 Aralık 2015 Perşembe 08:55

SESSİZCE GELEN KALP HASTALIKLARINDAN KORUNUN
 Aliağa Haber / Foça Haber / Dikili Haber / Bergama Haber / Karşıyaka Haber/ Menemen Haber / İzmir 
Dünyada her yıl 17 milyon kişi kalp rahatsızlıkları nedeniyle hayatını kaybediyor. Düzenli olarak yapılan sağlık taramaları, hiçbir belirti vermeden sessizce ilerleyen kalp hastalıklarının erken dönemde fark edilmesini ve başarılı tedavi yöntemlerinin uygulanmasını sağlıyor. Memorial Ataşehir Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Nihat Özer, kalp hastalıklarından korunmak için sağlık kontrollerinin önemi hakkında bilgi verdi. 
 
HASTALARIN YÜZDE 10’UNDA HİÇBİR BELİRTİ GÖRÜLMÜYOR
Türkiye’de her yıl yaklaşık 200 bin kişi, kalp kaynaklı sağlık problemleri nedeniyle yaşamını yitirmektedir. Sessizce ilerleyen kalp hastalıklarının neredeyse yüzde 10’unda hiçbir belirti olmayabilir. Birçok hastalıkta olduğu gibi kalp rahatsızlıklarında da erken tanı büyük önem taşımaktadır. Check-up taramalarında kalpte, eğer şüpheli bir durum görülmüşse daha ileri tetkiklere başvurulmaktadır. 
 
TEST SONUÇLARI KALP HASTALIĞINI İŞARET EDİYORSA…
Kalp sağlığı için yapılan taramalarda ilk uygulanan işlem EKG yani elektrokardiyografidir.  Göğse yapıştırılan elektrotlarla kalbin ritmini, damarla ilgili sorunlar nedeniyle kalpte oluşan beslenme kusurunu, kaslarda kalınlaşmayı ya da zayıflığı gösteren bir veri elde edilebilmektedir. Gerekli görüldüğü takdirde, yapısal değerlendirme için EKO olarak adlandırılan ekokardiyografi yani kalp ultrasonu yapılır. Özellikle kalp damar problemi olduğu yönünde şüphe varsa; tansiyon ve nabız yanıtının da alındığı efor testi uygulanır. Muayene, EKG, EKO ve efor testlerinin ardından risk faktörü olan hastada eğer bir kalp hastalığı varsa tanı koyma olasılığı artar.
 
Check-up taramalarında önemli kalp rahatsızlıkların tanısı konulabilmektedir. En sık kapak hastalıkları fark edilebilmektedir. Damar hastalıkları, muayene ile çok iyi tanımlanamadığı için tetkiklere başvurulmaktadır. Kapak hastalığı ile kalbin etrafını saran perikard adlı kalp zarı ve miyokard adlı kalp kasının hastalıkları muayene bulgularıyla saptanabilmektedir. Sorunun niteliğini ve tedavi şeklini belirlemek için ileri tetkiklere ihtiyaç duyulmaktadır.
 
HAYATİ RİSKİ ÖNLEMEK İÇİN…
Bu hastalıkların tedavi edilmemesi, yaşam kalitesini etkilemekte hatta ölümcül tablolara dahi yol açabilmektedir. Kişide damar hastalığı olması, ortalama her yıl yüzde 5-10 oranında değişen hayati riski de beraberinde getirebilmektedir. Kapak hastalıklarında bu oran biraz daha azalarak, yüzde 1-3’e düşmektedir. Bu noktada hastalığın niteliği önem taşımaktadır. Kapak ve damar sorununun derecesi bu oranları değiştirmektedir. Tedavide geç kalınmış, tedavi şansını kaçırmış hastalar da tesadüfen yakalanabilir. Hastanın tedavi planına göre pil takılabilir hatta en sonunda hasta kalp nakli olabilmektedir.
 
20 YAŞINDAN İTİBAREN KALP KONTROLLERİNE BAŞLAYIN
20 yaşına gelen herkesin kardiyolojik check-up’tan geçmesi gerekmektedir. Bulgular normalse 30 yaşına kadar 5 yılda bir kontrol yeterli olabilir. Eğer her şey yolundaysa 30-40 yaş arası her 3 yılda bir kontrollere gidilmelidir. Ancak bir sorun olması halinde bu aralık bir yıla düşmektedir. 40 yaşından sonra görülme sıklığı arttığı için, kişinin risk faktörlerinin de durumuna göre 1-3 yılda bir kardiyoloji uzmanına muayene olmak gerekir. Kişi, 50 yaşını geçtiyse yılda bir kez yaptıracağı kontrolleri aksatmamalıdır.
 
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.