• BIST 9549.89
  • Altın 3005.805
  • Dolar 34.5348
  • Euro 36.0249
  • İzmir 18 °C
  • Manisa 12 °C
  • Balıkesir 7 °C
  • Çanakkale 7 °C

Türk Balıkçılığının Sorunları

Türk Balıkçılığının Sorunları
İzmir’in Balığı ile ünlü ilçesi Foça’da artık her yıl gelenekselleşen Uluslar Arası Rastgele Balıkçılık festivalinin bu yıl 9. yapıldı. Festival etkinlikleri kapsamımda ‘Balıkçıların Sorunları’ konulu panele konuşmacı olarak katılan

TÜRKİYE SU ÜRÜNLERİ KOOPERATİFLERİ MERKEZ BİRLİK BAŞKANI RAMAZAN ÖZKAYA, TÜRK BALIKÇILIĞININ SORUNLARINI ANLATTI

 Hasan ESER / Foça

İzmir"in  Balığı ile ünlü ilçesi Foça"da artık her yıl gelenekselleşen Uluslar Arası Rastgele Balıkçılık  festivalinin bu yıl 9. yapıldı. Festival etkinlikleri kapsamımda  "Balıkçıların Sorunları" konulu panele konuşmacı olarak katılan Türkiye Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birlik Başkanı  Ramazan Özkaya, Ege Hakimiyet Gazetesi"nin Foça Temsilcisi  Hasan Eser"e verdiği özel röportajda balıkçılığın sorunlarını anlattı. Hasan Eser"in sorularını da yanıtlayan Özkaya  balıkçılık dünyasında gündem yaratacak birbirinden ilginç açıklamalarda bulundu.

 

“BALIKÇILIĞIN TÜRKİYE EKONOMİSİNE YILLIK KATKISI 2 MİLYAR 300 MİLYON DOLARDIR”.

Balıkçılık sektörünün Türkiye  ekonomisine sağladığı  katkının önemimi anlatan, Özkaya , Türkiye"nin  çok geniş bir  balıkçı filosuna sahip olduğunu belirterek, Balıkçılığın Türkiye ekonomisine yıllık katkısının 2 Milyar 300 Milyon dolar olduğunu söyledi. Balıkçılık sektörünün 130 bin kişiye dolaylı dolaysız yönden istihdam sağladığına dikkat çeken, Özkaya, Türkiye"de yılda ortalama 550 bin ton balığın  taze ve hijyenik şartlarda halkın tüketimine sunulduğunu” bildirdi. Türkiye"nin 3 bir tarafının denizlerle çevrili olduğunu hatırlatan, Özkaya, “,balıkçılık politikasının olmayışı, bir su ürünleri genel müdürlüğünün kurulmayışı,, su ürünleri kooperatiflerine yetki verilmeyişi balıkçılarımızı çıkmaz hale getirmiştir. Dedi.

 

TÜRK HALKININ YILDA  20 KİLOYA YAKIN BALIK TÜKETMESİNİ İSTİYORUZ.

Her geçen yıl balıkçılık sektöründe faaliyet gösterenlerin borçlarının ikiye katlandığını, ifade eden Özkaya, Bu durumun sebebini yakalanamayan balıklardan değil, yakalanan balıklardan kar edemeyişlerine bağladı. Balığı yakalayan ile satan arasında  makasın çok geniş olması nedeni ile halka ucuz balık yedirme şansını bir nebzede olsa engellediğini  ileri süren, Özkaya, “Halkımızın ucuz ve hijyenik şartlara uygun taze balık tüketmesi  gerekmektedir.  Bilindiği üzere doktorların bile reçetelerine yazdığı balık, günümüzde örneğin  Japonya"da  yılda 26 kilo kişi başına tüketilen balıktan dolayı o ülkede kalp krizi hastalıklarını sıfıra indirmiştir. Türkiye"de ise ne yazık ki her geçen gün kalp krizi hastalığı çoğalmakta ve sık görülmektedir. Ülkemizin 3 bir tarafının denizler ile çevrili olması Türk halkı için büyük bir şanstır ve bunu bir şans olarak gördüğümüz içinde Türk halkının 20 kiloya yakın balık tüketmesini istiyoruz. Bu isteğimizin gerçekleşmesi içinde gerekli çalışmalar yapılmalıdır” dedi.

 

SU ÜRÜNLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ"NÜN ACİLEN KURULMASINI İSTİYORUZ.

Ülkede balık tüketiminin artması için, balık üzerine reklam çalışmalarının yapılması,eğitim seminerlerinin düzenlenmesi  ve balıkçılık konusunun insanlara ilkokul çağlarından itibaren anlatılması gerektiğini savunan Özkaya, “Bu alanda  ciddi eksiklilerimiz var. Türkiye 1971 yılına kadar Osmanlı yasaları ile idare edilmiştir. 1971 yılında çıkan 1380 sayılı yasa ile balıkçılığımız zaptırak altına alınarak belirli kurumlar tarafından belirli kurallar ile yönetilmek istenmiştir. 1982 yılında kurulan  bugün arzu ettiğimiz, defalarca söylediğimiz, istediğimiz Avrupa Birliği"nin de bizden istediği genel müdürlük ne yazık  ki 10 yıl sonunda ortadan kaldırılarak 4 tane genel müdürlüğe dönüştürülmüştür. AB hedefi olan taahhüdümüzü yerine getirebilmek için, işlevlik kazanmış, donatılmış AB ülkeleri ve kooperatifler ile entegre olabilecek Su Ürünleri Genel Müdürlüğü"nün acilen  kurulmasını istiyoruz. Sanırım yılbaşına kadar bu talebimizin olması içinde mücadelemizi sürdüreceğiz.” Şeklinde konuştu.

 

“YEREL BELEDİYELER BALIKÇI BARINAKLARINI RANT KAPISI OLARAK GÖRÜYOR”

Bir başka sıkıntımız ise ne kadar yazıktır ki uzun vadeli balıkçılık politikalarımızın olmayışından ,balıkçılığımızın balığa çıkarken ilk basamağı olan balıkçı barınakları atıl durumda olmasıdır, diyerek sözlerine devam eden Özkaya, “Geçmişte 8 metre civarında tekneler için yapılan barınaklar, filomuzda ki teknelerimizin gelişerek 20,25 metrelik tekneler haline gelmesi ile mevcut balıkçı barınaklarımız balıkçılarımızın ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelmiştir. Ayrıca yerel belediyelerin balıkçı barınaklarını birer rant kapısı olarak görmesi balıkçılarımızı daha da çıkmaza sokmuştur. Balıkçı kooperatifleri ve balıkçılar olarak ülkeye bu kadar ekonomik katkı sağlayıp 130 bin kişiye de istihdam ederken biz denizlerimizin sürdüre bilirliğinden yanayız. Denizlerimizin sürdüre bilirliği ancak politikalar ve siyasi irade ile olur. Tabi ki bunun yanında balıkçılar olarak bizlerinde hataları var. Biz bu hataları bertaraf etmek için eğitimden geçmek istiyoruz. Dünyada olamayan bir şey Türkiye"de var. Yakaladığımız balıktan zarar ediyoruz. İnanılmaz şekilde balıkçı teknelerimiz gece gündüz çalışıyor, bacasız fabrika gibi 30,35 kişiye ekmek veriyor. Ancak 800 kasa balık yakalamasına rağmen masraflarını karşılayamıyor. Balıkçımız artık bu duruma gelmiştir .Bunun da sebebi biz balıkçıların arz talebi dengeleyememesidir. Bu konuda bizim hükümetten taleplerimiz var. Arz talebi dengelemek için kotaların getirilmesini ve menşe belgelerinin her taşın altında olduğuna inandığımız su ürünleri kooperatiflerine verilmesini hükümetten talep ediyoruz.” dedi.

 

“ÖTV"SİZ MAZOT KULLANDIĞIMIZ HALDE BALIKÇILARIMIZ ZARAR ETMEKTEDİR”

Türkiye"de stok tespiti olmadığından  dolayı balıkların yakalanmasından balıklara zarar verip vermediklerinin  henüz belli olmadığına dikkat çeken  Özkaya, “.Bu nedenle stok tespiti kaynak yetersizliği olan ülkelerde olduğu gibi bizde de saha gözlemleri ve piyasaya arz ile olmaktadır. Piyasaya arz ile balık çıkış noktalarında bakanlığa bağlı koruma kontrollerin her yerde çıkış kontrol noktaları olmadığından "biz diyoruz ki" bu yetkiyi bize verin, biz buna hazırız, alt yapımızda hazır, kooperatif başkanlarımızda buna uygun, biz kooperatifler olarak çıkan her balığın gram, boy ve cins olarak tespit ederek bir yıl sonra Türkiye"de yakalanan balıkların boy, cins ve kilo bazından tutarlarını ortaya sunmak istiyoruz. Bunun içindir ki sürdüre bilirliği sağlamak için olmazsa olmazlarımızdan bir tanesi stokların tespitidir. Günümüzde ülke insanımızın bu balığı tüketmeye ihtiyacı vardır. Avrupa"da kişi başına tüketilen 20,25 kilo balık  Türkiye"de de tüketilmelidir. Biz hazırız, donamımız hazır, filomuz hazır bizim isteğimiz hükümetimizin politikalar oluşturması balıkçılarımızın sorunlarının masaya yatırılması balıkçılar ile beraber bu sorunlar çözülerek sonuca ulaştırılmalıdır. Bu konuda atılan önemli adımlarda yok değildir. Örneğin ÖTV"siz mazot kullanıyoruz. Hükümete teşekkür ediyoruz. Ancak, ÖTV'siz mazot kullanmak balıkçılarımızı kara geçirmemektedir. ÖTV'siz mazot kullandığımız halde balıkçılarımız zarar etmektedir. Bu sorunların çözümü olarak biz diyoruz ki bir defaya mahsus balıkçılarımızın borçlarının uzun vadede tekrar yapılandırılıp balıkçılarımıza rahat bir nefes aldırmamız lazım. Balıkçılarımız rahat bir nefes alırsa, arz talebi de dengeleyebilirsek bu balıkçı hem yakaladığı balıktan para kazanır ,hem de bacasız sanayi diye adlandırdığımız her biri 25,30 tayfa çalıştıran Türkiye ekonomisine  2 milyar 300 milyon dolar katkı sağladığı göz arda edilmemesi lazımdır. Bizim beklentilerimiz bunlardır.” İfadesini kullandı  
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Faks : 0533 557 8894